5. Ceza Dairesi Esas No: 2013/2270 Karar No: 2014/6205 Karar Tarihi: 05.06.2014
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/2270 Esas 2014/6205 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu mahkeme kararı, tefecilik suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü ile Hazine vekili tarafından yapılan itiraz sonucunda hüküm verilen beraat kararını içermektedir. Kararda, mahkemenin sanık hakkında belirlediği cezanın yasal düzenlemeler ile ve olayın özelliklerine uygun belirlenmediği belirtilmiş ve Hazine lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine karar verildiği belirtilmiştir. TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlemesi yapılırken, suçun ağırlığı, oluş şekli ve süresi ile yapılan zincirleme suç nedeniyle yapılan arttırımın da dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda ayrıca, 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesi ile tefecilik suçunun tanımı ve 43/1. maddesi ile mağdurun aynı kişi olmasının suçun zorunlu unsuru olduğu belirtilmiş, ancak zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olmasa da zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Detaylı ve açıklayıcı kanun maddeleri: TCK'nın 61. maddesi, 3/1. maddesi, 241. maddesi ve 43/1. maddesi.
5. Ceza Dairesi 2013/2270 E. , 2014/6205 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Sanık ... hakkında mahkumiyet, sanık ... hakkında beraet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Katılan Hazine vekilinin 14/06/2012 havale tarihli dilekçesinin içeriğine göre temyiz incelemesinin sanık ... müdafiinin bu sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ve katılan Hazine vekilinin sanık ... hakkındaki beraet hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: 30/03/2012 tarihli son celsede müşteki Hazinenin kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verildiği halde gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiş, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli ve süresi meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın suçu sürdürmedeki ısrarlı tutumu göz önüne alınarak temel cezaların ve zincirleme suç nedeniyle yapılan arttırımın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken, 5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde hataya düşülüp alt sınırdan belirlenmesi ve Hazine lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde atılı suçun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,...” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümü içerisinde yer aldığı, bu bölümün de topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin ayrı suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, sanık hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamede yer alan her bir mağdur ve müştekiye kazanç karşılığı ödünç para verme eyleminin ayrı suç oluşturduğuna dair düşünceye iştirak edilmemiştir. Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan kurulan mahkumiyet hükmü ile delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen sanık ... müdafii ile katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.