21. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/20169 Karar No: 2008/14800 Karar Tarihi: 23.09.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/20169 Esas 2008/14800 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2007/20169 E. , 2008/14800 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 22/05/2007 NUMARASI : 2006/354-2007/255
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(3. Kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık; alacaklının İİK’nun 99 maddesine dayalı olarak açılan 3 kişinin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir. Dava konusu haciz 05.06.2006 tarihinde haciz zaptı içeriğine göre H. Mahallesi K. Caddesi 284/3 282/1 karşısında uygulanmıştır.Mahkemece bu adresin öncesinde bono adresi olan A. Mahallesi K. cad.No:369 olduğu sokak değişikliği sonucunda haciz adresinin mahalle ve sokak adını aldığı dolayısıyla bu adresin borçluya ait ev adresi olduğu gerekçesiyle davanın kabulune karar verilmişse de eksik inceleme ile varılan sonuç doğru değildir. Gerçekten dosya içeriğinde haciz adresinin öncesinde bono takip ve ödeme emri tebliğ adresi olan,A. Mahallesi K. Caddesi No:369 iken numarataj çalışmaları sonucunuda sokak ismi değişikliği ile H. Mahallesi K. caddesi No:284 Kat:3 282/1 karşısı olduğuna ilişkin bir belge yada bilgi yer almamaktadır.Bu konuda H. mahalle Muhtarlığından alınan 01.11.2006 tarihli yazı yeterli açıklıkta değildir.Davalı 3.kişi haciz adresinin kendisine ait ev adresi olduğunu borçlu kardeşi ile ilgisinin olmadığını ve hacizli mallarında kendisine ait olduğunu ileri sürmektedir.Bu durumda öncelikle haczi yapan icra memuru ve haciz adresinin bağlı bulunduğu mahalle muhtarı da hazır bulundurulmak suretiyle mahallinde keşif yapılarak haczin hangi adreste uygulandığı saptanmalı ve bu adresin takip dayanağı bono ve ödeme emri tebliğ adresi olup olmadığı tesbit edilmeli, borçlunun haciz adresi ile ilgisinin saptanamaması durumunda davanın reddine karar verilmelidir.Borçlu ile davacının bu adreste birlikte oturduklarının tesbiti halinde ise İİK 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olacağından bu karine aksinin kesin ve güçlü delillerle isbatı gerekir. Bu amaçla davacı hacizli mallara uygun olduğunu ileri sürdüğü faturalar ibraz etmiştir. Bu faturaların doğruluğunun saptanması durumunda yasal karinenin aksinin ispatlandığının kabulü gerektiği açıkça ortadadır. Bu nedenlerle;öncelikle sunulan faturaların hacizli mallara uyğunluğu ve gerek davacı 3.kişi gerekse faturayı düzenleyen şirketlerin yasaya uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde faturaların ve davacının envanterinde hacizli malların kayıtlı olup olmadığı yolunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılıp bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davalı 3.kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı (3. Kişi)"ye iadesine 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi