4. Hukuk Dairesi 2019/842 E. , 2021/793 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/09/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 28/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, ... İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret Bölümünde ücretli öğrenci olduğunu, hazırlık sınıfını tamamladıktan sonra maddi durumunun bozulması nedeniyle birinci sınıf güz dönemine kaydını yaptıramadığını, yıl kaybı olmaması için bahar dönemi kayıt başvuruları için muhasebe müdürüyle görüştüğünü, kendisi ile aynı durumda olan öğrencilere ödeme imkanı kolaylığı sağlandığının beyan edilmesi üzerine gerekli olan belgeleri temin ederek kuruma yazılı dilekçe verdiğini; ancak, davalı Üniversite tarafından, davacının ileri tarihli keşide tarihi içeren çekle ödeme yapma talebinin kabul edilmediğini, davalının eylemi nedeniyle zarara uğradığı belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacının davalı üniversite bünyesinde muhasebe bölümünde karşılaşmış olduğu davranış şekillerinin davacının kişilik haklarını zedelemediği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yükseköğretim kurumları” başlıklı 130/10 maddesinde: “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir.” düzenlemesi mevcuttur.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3. maddesinde yükseköğretim “Milli eğitim sistemi içinde, ortaöğretime dayalı, en az dört yarı yılı kapsayan her kademedeki eğitim - öğretimin tümü ” ve üniversite: “Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim - öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur.” olarak düzenlenmiş, aynı kanunda vakıflarca yüksekögretim kurumlarının kurulabileceği hükme bağlanmıştır. Kanun’un Ek 6. maddesinde ise kurulacak yükseköğretim kurumunun vakıf tüzelkişiliği dışında ayrı bir tüzelkişiliğe sahip olduğu açıkça ifade edilmiş, bu husus Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği 5. maddesinde de “vakıf üniversitesi; vakıflar tarafından kanunla kurulmuş bulunan, kamu tüzel kişiliğine sahip yükseköğretim kurumudur” denilmek suretiyle yinelenmiştir.
Devlet üniversitelerinden mali ve idari yönlerden farklı bir hukuki rejime tâbi olan ve kamu tüzel kişiliğine sahip olan vakıf üniversitelerinde de tıpkı devlet üniversiteleri gibi bir kamu hizmeti yürütülmekte ve kamu gücü kullanılmaktadır; bu üniversiteler, hukuki rejim anlamında kamu hukukuna tâbidirler.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde; “b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” idari dava türleri arasında sayılmıştır. Buna göre, idari işlemlerin bir sonucu olarak doğduğu iddia olunan zararların tazmini istemiyle açılan davanın görüm ve çözüm yeri idari yargı yerleridir.
Davaya konu edilen olayda; kamu tüzel kişiliğini haiz olan davalının, davacının okul ücretinin taksitlendirilmesi istemini reddetmesi nedeniyle davacıyı zarara uğrattığı ileri sürülmektedir. Şu halde davanın görüm ve çözüm yeri idari yargı yerleridir. Şu durumda, davanın yargı yolu caiz olmadığından usülden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.