Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/10738 Esas 2015/1703 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10738
Karar No: 2015/1703
Karar Tarihi: 19.2.2015

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/10738 Esas 2015/1703 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2014/10738 E.  ,  2015/1703 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.03.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava elatmanın önlenmesi, kal mümkün olmaz ise tazminat istemine ilişkindir.
    Davalılar vekili, davanın reddini, tecavüzleri varsa taşkın bölümün adlarına tescilini istemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
    6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
    Aynı yasanın  “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
    Somut olayda, kısa kararda bilirkişi raporunda belirtilen B ve C gösterilen bölümlere elatmanın önlenmesine kal isteğinin reddine, A harfi gösterilen 31,08 m2 bölümün tapusunun iptali ile davalılar adına tapuya tesciline, 21,650 TL"nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Gerekçeli kararda ise B ve C harfi ile gösterilen yerlere davalıların elatmalarının önlenmesine, kal isteğinin reddine, A harfi ile gösterilen 31,08 m2"lik bölümün tapusunun iptali davalılar adına tapuya tesciline, 45,336 TL"nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu durumda tapunun iptaline karar verilen kısmın bedeli yönünden kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Her ne kadar mahkemece kısa karar düzeltilmiş ise de bu husus kararın infazında tereddüt yaratacağından gerekçeli karar ile kısa karar arasındaki çelişki giderilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    19.2.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.