11. Ceza Dairesi 2014/17232 E. , 2014/21956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
I-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
II-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2007 tarihli iddianamesi ile, avukat olan sanıkların gerçeğe aykırı düzenlenmiş sahte vekaletnamelere istinaden usul ve yasaya aykırı işlemler yaparak katılanın zilyetliğinde bulunan taşınmazın üzerindeki ortaklığın mahkeme kararı ile satış yoluyla giderilmesini sağladıkları, sanık Avukat ..."in ..., ..., ... ve ... tarafından vekil olarak atanmadığı halde, adı geçenlerin kendisini vekil tayin etmiş gibi ilgili noterlikte düzenlenmemiş olan Ankara 3. Noterliğinin 11.11.2002 tarihli ve 26205 yevmiye sayılı vekaletnamesine istinaden, ... vekili olarak İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/647 Esasına kayıtlı mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davayı açıp takip ettiği, veraset davası sonunda verilen karara dayanarak müvekkillerinin murisinden intikal eden taşınmazdaki ortaklığın satış yolu ile giderilmesi için davacılar vekili sıfatıyla açtığı Fatih 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/877 Esas sayılı izale-i şuyu davasını takip ederek 09.02.2005 tarih ve 2005/74 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmesini temin ettiği, sanık avukat ..."ın ise, davacılar vekili olarak diğer sanık ..."in Fatih 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/877 Esas sayılı izale-i şuyu davasını, davalı ... tarafından vekil olarak tayin edilmediği halde sahte olarak düzenlenmiş Tekirdağ 3. Noterliğinin 14.12.2004 tarihli ve 5819 yevmiye sayılı vekaletnamesine istinaden davalı vekili sıfatıyla takip ederek içeriği itibariyle sahte ilam oluşturulmasını sağladıkları iddiasıyla sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı, sanık ..."in aşamalardaki savunmasında, 2003 yılının Ağustos ayında kendisini İbrahim ... olarak tanıtan şahsın bürosuna geldiğini, eşiyle birlikte yurtdışında yaşadığını, kayınpederinin rahatsız olduğunu, onun işlerini takip etmek amacıyla yurtdışından geldiğini, kayınpederinin annesi ... adına kayıtlı taşınmazı vekalet vererek satmak istediklerini söylediğini, bu şahsa emlak alış satış işiyle uğraşmadığını beyan etmesi üzerine bu kişinin ... adına veraset ilamı çıkartıp çıkartamayacağını sorduğunu, 11.11.2002 tarihli vekaletnameye istinaden şahsın getirdiği nüfus kayıtlarına göre dilekçesini yazarak şahsa verdiğini, İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/647 Esas 2003/771 Karar sayılı mirasçılık belgesini 12.08.2003 tarihinde aldığını, şahsın kendisine ücretini ödediğini ve kararı alıp gittiğini, bu şahsın 2-3 aylık dönemlerde bürosuna gelip gittiğini, bilahare mirasçılardan vekalet aldığını, taşınmaz üzerinde işgalcilerin bulunduğunu ve mirasçılardan ..."nin satış işlemine sıcak bakmadığını, bu mirasçıya karşı olarak diğer mirasçıların izale-i şuyu davası açmak istediklerini söyleyip ayrıldığını, daha sonra yanında kayınpederi olduğunu söylediği ... isimli kişi ile birlikte geldiğini ve ..."nin işleri ile damadının ilgilendiğini, mahkeme kararı ile taşınmazın satılmasını istediğini, bunun üzerine belge ve kayıtlarda herhangi bir şüphe duymadığından Fatih 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/877 Esas sayılı dosyasında izale-i şuyu davasını açtığını, aradan geçen zaman içinde ... isimli şahsın diğer paydaşın da satışa yanaştığını söyleyerek tanıdığı avukat olup olmadığını sorduğunu, bunun üzerine konuyu diğer sanığa anlattığını, onun da kabul etmesi üzerine suça konu diğer vekaletnameyi getirdiklerini, 2004 yılı Aralık ayında İbrahim ... isimli şahsın bu kez ... olarak tanıttığı şahıs ile geldiğini, ... olarak bildiği kişinin satışa onay verdiğini söylemesi üzerine diğer sanık ..."ın görülmekte olan izale-i şuyu davasında, davanın kabulüne dair 16.12.2004 tarihli dilekçeyi verdiğini ve davanın kabulüne karar verildiğini, suça konu vekaletnamelerin sahte olduğunu bilmediğini, durumdan şüphelenerek araştırma yaptığını ve olayın kendisinin başvurusu üzerine ortaya çıktığını, vekalet ücreti dışında maddi kazancının olmadığını beyan etmesi, sanık ..."ın ise aşamalarda özetle diğer sanığın avukat arkadaşı olduğunu, daha önce birkaç boşanma davasında karşılıklı olarak görev yaptıklarını, bir ara diğer sanığın kendisine gelerek bir izale-i şuyu davasını yürüttüğünü, davalılardan birinin ağır hasta olduğunu, duruşmaya gelemeyeceğini belirterek vekalet getirmesi halinde o davalıya vekaleten duruşmaya girip giremeyeceğini sorduğunu, kendisinin de kabul ettiğini, duruşma gününde adliyeye gittiğini, sanık ..."in kendisine o davalının vekaletnamesini verdiğini ve duruşmaya girdiğini, vekaletnamenin şu anda kendisinde olmadığını, duruşmada bilirkişi raporunun geldiğini, sorulduğunda takdiri mahkemeye bıraktığını ifade ettiğini, bir daha da duruşmaya girmediğini, daha sonra kararın kendisine tebliğ edildiğini, karar tebliğinden önce ise diğer sanığın, kendisine gelerek davacı ve davalı vekili sıfatıyla verilen vekaletnamelerin sahte olduğunu öğrendiğini bildirerek birlikte şikayet edelim demesi üzerine, şikayetçi olduklarını, kendisine vekalet vereni görmediğini ve tanımadığını, vekaleti diğer sanığın getirdiğini ifade ettiği, sanık ..."in savunmasında İbrahim ...lı isimli şahsın
2003 yılı Ağustos ayında bürosuna geldiğini belirtmesine rağmen veraset davasına konu edilen suça konu vekaletnamenin 11.11.2002 tarihli olması, nedeniyle büroya gelip yürütülecek dava nedeniyle aralarında bir anlaşma sağlanmadan geçmiş tarihli bir vakaletnamenin düzenlenmesi ve mesleği avukatlık olan bir kimsenin bu kadar açık bir çelişkiyi görmeden vekaletnameye güvenerek davayı takip etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanık ..."ın beyanında vekalet ücreti dışında maddi kazancının olmadığını beyan etmesine rağmen katılan ... ..."nin sanıkların sahte vekaletnameleri kullanarak zilyedi olduğu taşınmazı ... ve ... isimli şahıslara kiraya verdiklerini, bizzat bu kişilerin taşınmazı sanık avukat ..."den kiraladıklarını söylediklerini ve halen bu kişilerin bu kira sözleşmesine dayanarak taşınmazı işgal ettiklerini iddia etmesi ve UYAP üzerinden yapılan kontrollerde sanık avukat ..."in taraf olduğu benzer eylemler nedeniyle açılmış derdest davaların bulunması karşısında, öncelikle sanık ... hakkında benzer eylemler nedeniyle açılan dava dosyalarının getirtilip incelenmesi, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle sanık olan avukatlardan iddia ettikleri gibi vekalet ilişkisinin varlığını doğrulayacak vekalet sözleşmesi veya vekalet ücretinin ödendiğine dair makbuz gibi belgelerinin olup olmadığı ve suça konu vekaletnamelerin aslının mı yoksa fotokopisinin mi ibraz edildiği sorularak, sonucuna göre asılları temin edilip, adları geçen ... ve ... isimli şahısların araştırılıp ifadesine başvurularak, katılanın iddia ettiği gibi sanık ..."den taşınmazı kiralayıp kiralamadıkları, aksi halde taşınmazı hangi hukuki ilişkiye dayanarak kullandıkları ve buna ilişkin belgelerin nelerden ibaret olduğunun sorulması, aynı zamanda adlarına sahte vekaletname düzenlenen ..."nin mirasçıları da dinlenip, tüm bu olayların gelişimi sürecinde sanıkların mesleki bilgi ve tecrübeleri ve işaret edilen çelişkiler gözönüne alınarak, sonucuna göre, toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma sonucunda beraat kararları verilmesi,
Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.