Davacı, 01.01.1995 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle sattığı ürün bedelinden ilk Bağ-kur prim kesintisinin yapıldığı tarih gözetilerek 01.01.1995 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının 01.01.1995 tarihinden dava tarihine kadar 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı 2926 sayılı Yasa’nın 2.5.9. ve 10. maddeleridir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın 2926 sayılı Yasa’dan kaynaklandığı açık-seçiktir. Bu durumda uyuşmazlığın, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi ve yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 17.maddesi gereğince çözümlenmesi gerekir. HUMK 9. maddesinde tanımlanan genel yetki kuralına koşut hüküm içeren 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde, “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği”, 15. maddesinde; bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HUMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesi uyarınca; “Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası müstesna olmak üzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava ikame olunabilir”. Gerçekten davalı kurumun şubesinin bulunması şartıyla ve o şubenin yapmış olduğu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, şubenin bulunduğu yer mahkemeleri yetkili olacaktır. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2008 tarih ve 2008/10-329-334 Esas- Karar sayılı kararında belirtilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davanın açıldığı yerde, anılan 17.maddenin tanımladığı biçimde Kurumun şubesinin bulunmadığı davacının sattığı ürün bedelinden Elbistan Şeker fabrikası tarafından kesilen primlerin davalı Kurumun Kahramanmaraş İl Müdürlüğü hesabına yatırıldığı ortadadır. Davaya bakmaya davalı kurumun merkezinin bulunduğu Ankara veya şube muamelesinin yapıldığı Kahramanmaraş İş Mahkemesi yetkili olduğundan özellikle davalı Kurumun yöntemine uygun yetki itirazı göz önünde tutularak, Kahramanmaraş İş Mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.