Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, iş kazasından doğan maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili Ankara Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davada uyuşmazlık yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Davalı, idarenin süresinde ve yöntemince yetki ve itirazında bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. İş Mahkemeleri Kanununun bu davanın yasal dayanağını oluşturan 5.maddesinde; İş Mahkemelerinde açılacak her dava açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir hükmü öngörülmüştür. Davalı işveren nitelikçe tüzel kişiliğe haiz bir ticaret şirketidir. Öte yandan tüzel kişilere karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme tüzel kişinin ikametgahının (Merkezinin) bulunduğu yer mahkemesidir. (T.T.K. M:155, 279, 506) Somut olayda, iş kazasının davalı şirketin G. Mahallesi, D. Caddesi, No:3, M. İstanbul adresinde vukubulduğu davalı kuruluşun merkezinin Ankara olduğu, şirketin vekaletname içeriğinden açıkca anlaşılmaktadır. Ne var ki, yukarıda açıklandığı gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de davaya bakılabilecektir. Hal böyle olunca, Kartal İş Mahkemesinin 5521 sayılı Yasanın 5.maddesi gereğince yetkili olduğu açık-seçiktir. Öte yandan davanın açıldığı mahkeme gerçekten yetkili ise davacı davalının yetki itirazını kabul etse bile mahkeme yetkisizlik kararı veremez, davaya bakmak zorundadır. Çünkü Anayasamızın 36/2. maddesinde hiçbir mahkemenin görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacağı emredilmiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle, davacının seçimlik hakkını kullanarak yetkili mahkemede dava açtığı davacının davalının yetki itirazını kabul etmesinin sonuca etkili olmayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.