10. Hukuk Dairesi 2020/237 E. , 2021/6691 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı Kurum, davalıya ait işyerinde meydana gelen iş kazası nedeniyle, vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylığın rücüan tahsilini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, kazanın işçinin kusurundan kaynaklandığını beyanla, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kabülü ile,
Davalı şirketin kusur oranının %70 olduğu ve 130.698,51 TL alacağın davacı kurumca davalı şirketten rücuen talep edebileceğinin tespiti ile;
79.289,44 TL PSD gelirinin tahsis ve onay tarihi olan 28/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,” dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Alınan hesap bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu ve yapılan hesaplamada gerçek zararın kurumun bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden düşük olduğu, bu nedenle davalı işverenin sorumluluğunun gerçek zarar miktarın üzerinden davalının kusur oranına göre hesaplanması gerektiği, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalının istinaf talebi kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyada mevcut delillerin hüküm kurmak için yeterli olduğundan tespit hükmü düzeltilerek davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilerek, davacının davalıdan talep edebileceği ilk peşin değerli gelirin 119.461,51 TL olduğunun tespiti ile; 79.289,44 TL ilk peşin sermaye değerli gelirinin tahsis ve onay tarihi olan 28/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, hükmedilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur ve hesap raporlarındaki değerlendirmenin hatalı olduğundan bahisle kararın temyizen incelenmesini istemiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur ve hesap raporlarındaki değerlendirmenin hatalı olduğu, müfettiş raporundaki hususların denetlenmediği, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi ile nitelikleri farklı bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğinden bahisle kararın temyizen incelenmesini istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir. Bu suretle, işveren veya üçüncü kişiye karşı açılan davalarda 21. maddeye göre rücu alacağından sorumluluk belirlenirken kural olarak, işveren yönünden 1. fıkraya göre gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutar esas alınmalıdır.
Gerçek zarar hesaplanması yönteminde ise, hak sahibi eşin kalan ömür süresi daha uzun olsa bile, destek süresi, sigortalının kalan ömrü ile sınırlı olup çocuklardan erkeğin 18, ortaöğretimde 20, yüksek öğretim durumunda 25 yaşını doldurduğu tarih itibarıyla gelirden çıkacağı kabul edilmeli, evlenme tarihine kadar gelire hak kazanacağı belirgin bulunan kızın, aile bağlarına, sosyal ve ekonomik duruma, ülke şartlarına ve yörenin töresel koşullarına göre evlenme yaşı değişkenlik arz ettiğinden bu konuda Türkiye İstatistik Kurumunca (TÜİK) bölgelere göre hazırlanan istatistiklerden yararlanılmalıdır.
Mahkemece, çocuklar yönünden; kızçocuğuna ilişkin olarak TÜİK verileri, erkek çocuğu yönünden ise öğrenim durumu araştırılıp belirlenmek suretiyle destek sürelerinin buna göre belirlendiği denetime elverişli hesap raporu alınıp sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ... 4. İş Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20.5.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.