11. Hukuk Dairesi 2016/7134 E. , 2016/7948 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/10/2011 tarih ve 2011/105-2011/189 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili bankanın muhtelif mal ve hizmet sınıflarında tescil ettirmiş olduğu 10 ayrı markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer nitelikteki "..." ibaresinin marka olarak 29 ncu sınıfta tescili için davalılardan şirketin, diğer davalı nezdinde yaptığı başvuruya davacının Markalar Dairesine itiraz ettiğini, reddi üzerine itirazı inceleyen YİDK"nın da itirazı reddettiğini, oysa 556 sayılı KHK"nin 7/1-b ve 8/1-b hükümleri uyarınca benzerlik ve iltibas bulunduğunu, 8/4 ncü maddesi uyarınca farklı sınıflarda da tescilin mümkün olmadığını, zira davacının "BONUS" ibaresinin tanınmış olduğunu, esas unsur olan bu ibarenin tescili halinde davacının markasının şöhretinden haksız kazanç sağlanacağını ileri sürerek YİDK"nın 2005-M-4594 sayılı kararının iptalini, başvuru tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ibarelerin ve sınıfların aynı yada benzer olmadığını, iltibas ve haksız yarar oluşmayacağını, 8 nci maddenin 1/b ve 4 ncü fıkra koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamı sonrası yapılan yargılamaya göre; KHK"nin 8/4. maddesindeki koşulların gerçekleşme olasılığının bulunup bulunmadığına dair ek rapor alınmasında hukuki yarar olmadığı, tarafların tescilli markalarını taşıyan çekişmeli malların çok farklı olduğu, davacı markası tanınmış marka olarak kabul edilse bile sadece bankacılık ve kredi kartları için bu tanınmışlığın söz konusu olabileceği, emsal olarak dosyaya sunulan mahkeme kararlarının işbu davada sonuca etkili olmadığı her marka başvurusunun kendi koşullarında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle önceki kararda ısrar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TPE YİDK kararının iptali ile davalı şirketin marka başvurusu tescil edilmiş ise hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece verilen 01.04.2008 tarihli karar Dairemizin 19.10.2010 tarihli 148/10527 sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece direnme kararı verilmesine karşın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere mahkemece bozma ilamına eylemli olarak uyulmuş, deliller yeniden tartışılıp yeni bir gerekçe oluşturularak karar verilmiştir.
Ancak, bozma ilamına eylemli olarak uyulmasına rağmen, deliller değerlendirilirken bilirkişi incelemesine gerek görülmediğinden bahisle mahkeme hakimi tarafından yapılan değerlendirme ile davacının tescilli BONUS ibareli markaları sadece bankacılık sektörü ve kredi kartları için tanınmış olup somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK"nin 8/4. maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, 556 sayılı KHK"nin 8/4. madde hükmüne göre; “marka, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu red edilir.” Bu durumda uyuşmazlık konusu ihtilafın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği dikkate alınarak, başvuruya konu markanın, tescili kapsamında kalan 29. sınıf beyaz peynirler, kaşar peynirleri emtiası üzerinde kullanılması halinde davacının tescilli markasından haksız yararlanması ve itibarını zedelemesi veya markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda bilirkişi heyetinden rapor alınması ve Dairemizin 19.10.2010 tarihli bozma ilamında açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.