Davacı, karşı davalı, maluliyetinin devam ettiginden maluliyet aylığının yeniden bağlanmasına,
Davalı karşı davacı, çalışma gücünün 2/3 oranında kaybetmediğinin belirlenmesi üzerine emekli aylıklarının kesilmesine ve fazla ödenen aylıkların iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 15.6.2004 tarihli dava dilekçesi ile, davalı Kurumdan almakta olduğu maluliyet aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile aylığının yeniden bağlanmasına ve kuruma borçlu olmadığının tespitini, Birleşen, dava da ise davacı-karşı davalı Kurum, davalı-karşı davacı S.A.’e yersiz olarak ödendiği belirtilen 5.545.76-YTL’nin ödeme tarihlerinden işleyerek yasal faizi ile tahsili istenmiştir.
Mahkemece, davacı S.A.’in açmış olduğu davanın reddine, birleşen karşı davanın ise kabulüne karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Gerçekten, davacı S.A.’e 506 sayılı Yasa’ya tabi Kurumu sigortalısı olarak aynı yasanın 1.1.2002 tarihinde yürürlükte bulunan “53/b. Maddesi gereğince, SSK Diyarbakır Bölge Hastanesinin 4.12.2001 gün v e 6118 sayılı Sağlık Kurulu raporuna dayalı olarak 1.1.2002 tarihinden başlamak üzere maluliyet aylığının bağlandığı, anılan raporda bulunan kontrol kaydı üzerine aynı hastaneden alınan 24.12.2002 gün ve 7144 sayılı Sağlık Kurulu raporu ile de davacının belirtilen hastalıkları nedeni ile hayatını çalışarak kazanamayacağı bakıma muhtaç olmadığı ve kontrolünün de gerekmediği belirterek maluliyet aylığının dayanağı olan raporun kesinleştiği ve bağlanan aylığın Mayıs – 2004 tarihine kadar ödendiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık : Davalı Kurum’un bağlanan bu aylığı 7.5.2004 gün ve 5776 sayılı Kurum işlemi gereğince, davacının 24.12.2002 gün ve 7144 sayılı raporunun incelenmesi sonunda davacının çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmediği sonucuna varılarak bağlanan aylığın bu sağlık Kurulu rapor tarihini takip eden aybaşı olan 1.1.2003 tarihinden itibaren kesme işleminin yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa’nın “Kimlerin malül sayılacağına” ilişkin 53. maddesi 29.7.2003 gün ve 4958 sayılı Yasa’nın 33. maddesi ile değiştirilmiş ve değişiklikten önceki 53/6 bendinde düzenlenen “çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmiş durumda sayılmayanlardan 34. madde gereğince yapılan tedavi sonunda, Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlarda çalışabilir durumda olmadığı belirtilen” hükmü “…Çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği” şeklinde değiştirilmiştir. Ancak bu yasal düzenlemeden sonra davacının çalışma gücünün 2/3"ünü kaybetmediğine ilişkin bir rapor bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde, Yasa’da yapılan bu değişikliğin davacının hak alanının etkilepip etkilemediğin incelenmesi gerekirken, mahkemenin, sonradan alınan raporlar gereğince davacının halen 2/3 malül olmadığının tespiti ile sonuca gitmesi doğru değildir. Uyuşmazlığın “yasaların yürürlüğüne” ilişkin genel hukuk prensipleri gereğince çözümü gerektiği ortadadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 6.4.2005 gün ve 2005/10183-241 sayılı kararında da açıklandığı üzere “…kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme olmamakla birlikte, ilke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bu nedenle yasalar yürürlüğe girmelerinde önceki olayları etkilemez yanı geriye yürümez. Ancak devam eden uyuşmazlıkta, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa ve düzenleyici kural “ derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçların doğuracaktır. Tamamlanmış hukuki durumları yeni yasa veya düzenleyici kuralın etkilememesi, onlar üzerinde hukuki sonuç doğurmaması ise “kazanılmış hakları saklı tutma” ilkesinin gereğidir….” Somut olayda, davacıya bağlanan maluliyet aylığı 4958 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önce ile yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 53/b maddesi gereğince usulüne uygun olarak bağlanmış ve kontrol muayenesine ilişkin 24.12.2002 günlü Kurum hastanesi sağlık kurulu raporu ile de aylığa dayanak raporu kesinleşmiştir. Bu halde kurumun kesinleşmiş-tamamlanmış bir işlem olan aylık bağlama ve ödeme işlemini yasa değişikliği gerekçesine dayalı olarak iptal etmesi kazanılmış hakların açıkça ihlali sonucuna doğurduğundan kurum işleminin iptali gerektiği ortadadır.
Yapılacak iş: davacı S.A.’in açmış olduğu davanın kabulü ile kurum işleminin iptaline ve kesilen maluliyet aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına, açılan karşı davanın ise reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı-karşı davalı S.A."in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davacı karşı davalıya iadesine, 22.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.