17. Hukuk Dairesi 2016/9059 E. , 2017/3659 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin sahibi bulunduğu ... plakalı, 2009 model ... marka araç park halindeyken, davalı ..."ın kullanmış olduğu ve sahibi olduğu ... plakalı ... marka aracı ile müvekkilinin aracına çarptığını ve aracının hasar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, ....000,00 TL hasar bedeli, ....000,00 TL araç mahrumiyet bedeli, ....000,00 TL aracın değer kaybı olmak üzere toplam ....000,00 TL tazminatın davalılardan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiş, 31.....2015 tarihinde ıslah ile tazminat talebini toplam ....460,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davasının kısmen kabulü ile 500.00 TL değer kaybı, ....640.00 TL araç hasar miktarından oluşan toplam; ....140.00 TL maddi tazminatın davalı ..."dan .../01/2015 tarihi olan olay tarihinden itibaren, diğer davalı ... şirketinden temerrüt tarihi olarak kabul edilen dava tarihi olan 09/02/2015 tarihinden başlayacak yasal faiziyle birlikte ... şirketinden poliçe limiti dahilinde davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 225.00 TL araç mahrumiyet zararının Davalı ..."dan .../01/2015 tarihi olan olay tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ve davalı ... yönünden istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Kanunun 85 maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. Maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
TBK 61. Maddesine göre müteselsil sorumluluk ya aynı sebebe ya da değişik sebeplere dayanabilir.
...-Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan müteselsil sorumluluk:
Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan zarar aynı sebebe dayanan zarardır. Müteselsil sorumluluğu doğuran “aynı sebep” veya “birlikte sebep” kusur olabileceği gibi sözleşme veya kanundan olabilir.
...-Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olması
Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumluluğu söz konusu olabilir. Aynı zararı doğuran çeşitli sebepler kusur sorumluluğu (haksız fiil), sözleşme veya kusursuz sorumluluk (kanun) olabilir. Bu suretle birden çok zarar verenden biri aynı zararı haksız fiil diğeri sözleşme bir başkası da özen veya tehlike sorumluluğuna göre tazmin zorundadır. Örneğin bir işletmenin şoförü tarafından kullanılan motorlu araç yolculardan birine zarar vermişse aracın işleteni Karayolları Trafik Kanunu madde 85 gereğince tehlike sorumluluğuna (kusursuz sorumluluk) göre, aracı kullanan şoför Türk Borçlar Kanunu madde 49 uyarınca kusur sorumluluğuna (haksız fiile), sigortacı ise sözleşmeye (poliçe) ilişkisine göre gerçekleşen zararı tazmin etmek zorundadır.
Somut davaya gelince davacının maliki olduğu araç davalıların sürücü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada hasarlanmıştır. Kazada davalı sürücünün %... oranında dava dışı plakası belirlenemeyen araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde kusursuz olduğunu belirterek zararın tazminini davalılardan talep etmiş, ıslah dilekçesinde ise müşterek ve müteselsilen talep ettiğini açıklamıştır. Davacı vekilinin zararın tamamını davalılardan talep etmesi davacının müteselsil sorumluluk ilkesine dayandığının bir göstergesidir. Nitekim YHGK. ........1983 t ...-553/724 E/K belirtildiği gibi "bir davacının kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren müteselsil borç]ulardan biri aleyhine açtığı bir davada, zararın tümünü talep etmesi, örtülü olarak değil, aksine Borçlar yasasının 142. maddesinde öngörülen teselsül kuralına açık bir şekilde dayandığının en belirgin bir kanıtıdır; bu gibi durumlarda; müteselsilen sözcüğünün dava dilekçesinde kullanılmamış olması sonuca etkili değildir" şeklinde kararı bu yöndedir.
Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacı kusursuz olduğuna göre zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı vekili açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre davada dava dışı kişinin de kusurunun bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken ... 88 ve TBK 61. Maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmaları bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.