Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/5088
Karar No: 2008/14167
Karar Tarihi: 18.9.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/5088 Esas 2008/14167 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/5088 E.  ,  2008/14167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
    TARİHİ : 31/01/2008
    NUMARASI : 2007/534-2008/54

    Davacı, 1.9.1987-5.9.2007 tarihleri arasında SSK sigortalılığı dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının  01.09.1987 ile dava tarihi olan 05.09.2007 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi  zorunlu  sigortalı olduğu süreler dışında  tarım Bağ-Kur  sigortalısı  olduğunun  tesbiti istemine  ilişkindir.
    Mahkemece  istemin  kabulü ile davacının 1.9.1987-5.9.2007 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi  zorunlu  sigortalı olduğu süreler dışında tarım Bağ-Kur  sigortalısı  olduğunun  tesbitine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan  Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla , kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının  esas alınacağı  bildirilmiştir.  Bu kayıtların  tarımda  kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi  olduğu ortadadır.
    Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı  Kurumca 1.2.1987 tarihi itibariyle  resen kayıt ve tescil edildiği,  29.7.2003 tarihinden beri Ziraat Odası"na  kayıtlı olduğu, kadastro çalışmasının yapılmadığı ve tapu sicil müdürlüğünce bildirilen 2730 metrekare alanlı tapusunun bulunduğu, Tarım Kredi Kooperatifi üyeliğinin başlangıç tarihinin araştırılmadığı,   ihtilaflı dönemde 16.6.1987-5.8.1987  tarihleri arasında 50 gün , 10.8.1987-30.10.1987 tarihleri arasında 60 gün, 12.2.1989-1.6.1989 tarihleri arasında 30 gün 15.10.1990-1.12.1990 tarihleri arasında 31 gün, 10.10.1991-30.11.1991 tarihleri arasında 22 gün 4.4.1994-28.10.1994 tarihleri arasında 131 gün, 1.6.1996-30.11.1996-180 gün, 20.8.1997-1.12.1998 tarihleri arasında 232 gün, 1.5.1997-31.5.1998 tarihleri arasında 375 gün, 15.9.1998-16.9.1998 tarihleri arasında 1 gün , 1.1.1999-31.7.1999 tarihleri arasında  tarihleri arasında 181 gün, 10.7.1999-31.10.1999 tarihleri arasında 80 gün, 1.6.2000-30.11.2000 tarihleri arasında 180 gün, 28.6.2000-30.6.2000 tarihleri arasında 3 gün  ve 14.11.2001-12.12.2001 tarihleri arasında 29 gün  506 sayılı Yasa"ya tabi  tabi zorunlu sigortalılığının bulunduğu, davalı kurumca durumun öğrenilmesi üzerine davacının tarım Bağ Kur sigortalılığının 15.6.1987 tarihi itibariyle terkin edildiği ve  davacının 1.2.1987-15.6.1987 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı  olduğu konusunda  taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı  anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacı davalı kurumca  tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 1.2.1987 tarihinde tescil edilmiş  olmakla  bu  tarihten  sonra 30.4.1997 tarihine kadar olan    506 sayılı Yasa"ya  tabi  çalışmaları  uzun  süreli çalışma  olmayıp aralıklı ve kısa süreli çalışma olduğundan bu süreler dışında  kalan dönemlerde 2926 sayılı  Yasa"nın  10. maddesi  koşullarını taşıması halinde  tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekir. Davacının tarımsal faaliyetini kesintiye uğratan 506 sayılı Yasa’ya tabi 1.5.1997-31.5.1998 tarihleri arasında 375 günlük uzun süreli  zorunlu sigortalı çalışmalarından  sonraki 1.6.1998-5.9.2007 tarihleri arası dönemlerde davacının tarımsal faaliyette bulunduğunun 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesi kapsamındaki  koşullar  araştırılmadan  sonuca gidilmesi  hatalı olmuştur.
    Yapılacak İş;  1.9.1987-30.4.1997 tarihleri arasındaki dönem yönünden varsa davacının tarımsal faaliyette bulunduğu zirai arazisinin iktisap veya zilyetlik tarihlerinin ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak, Tarım Kredi Kooperatifi üyeliğinin başlangıç tarihini tespit edilerek, zirai kredi kullanıp kullanmadığını ilgili bankalardan sorularak, gerektiğinde yerinde zabıta araştırması yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekir. 506 sayılı Yasa’ya tabi uzun süreli çalışmasının sona erdiği tarihten sonraki 1.6.1998-5.9.2007 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise  davacının bu  tarihler arasında yeniden sigortalılık iradesini ortaya koyan Kurum’a bir başvurusu olup olmadığı veya  prim ödeyip ödemediği Kurumdan sorularak, bu dönemde  davacıya varsa ürün satışı yaptığı kişi,  kurum ve kuruluşlar  açıklattırılarak  bu kişi, kurum ve  kuruluşlardan  ürün bedelinden  prim kesintisi  yapılıp  yapılmadığı   sorulup, yapılmış  ise belgeler getirtilerek,  davacının kooperatif kaydının başlangıç tarihi de   dikkate alınarak toplanan tüm deliller  bir arada  değerlendirilerek  sonuca  gitmektir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki  olgular  gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.   
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi