Davacı, SSK."lı hizmetleri hariç 1.1.1987-6.10.1997 tarihleri arası bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava,zorunlu SSK lı çalışmaları ile çakışan süre harici 01.01.1987-06.10.1997 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkindir..
Mahkemece, davalı Kurum işleminin yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Davacının ilk defa 01.017.1987 tarihinden itibaren tescilinin yapıldığı , zorunlu SSK ile çakıştığından 30.04.1987 tarihinden sonraki dönem Tarım Bağ-kur sigortalılığının iptal edildiği gelen kayıtlarda açıkça bellidir. Dava konusu dönemle ilgili davacının üretip sattığı ürün bedellerinden prim kesinti kaydının araştırılmadığı, Tarım Kredi ve Tarım Satıp Kooperatif kaydının bulunmadığı, Ziraat Oda kaydının 1994 yılından beri devam ettiği, tapu sicil kaydının olduğu,dilekçe ekinde 16.01.2007 ve 16.04.2007 tarihli muhtarların düzenlediği belgelerde davacının kendisinin ve ailesinin geçimini kendisine ait fındık bahçesi ve çiçek serasından sağladığını belirttikleri gelen kayıtlardan anlaşılmaktadır.Bu durumda yukarıda açıklandığı biçimde 1987- 1997 tarihleri arası kayıtların yeterince araştırılmadan ,davacının bu dönem tarım faaliyetinin olup olmadığı açıkça ortaya konulmadan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş;1987-1997 tarihleri arası davacının K. Ve U. ilçelerindeki tarım faaliyetine konu üretip sattığı ürün bedellerinde prim kesintisi yapılıp yapılmadığı ilgili kooperatif ve birlikleri ile odalarından sorulup, yukarıda sözü edilen muhtarlık belgeleri de göz önüne alınarak U. Ilçesi k. Köyü ile Kumru A. Köyünün tesbite konu dönemde muhtar ve azaları tesbit edip dinlemek,zabıta araştırması yapmak ve tüm delillerinin toplanmasından sonra yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.