Davacı, 01.05.1995 tarihinden itibaren SSK. sigortalılığı haricinde zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.05.1995 tarihten itibaren 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmaları dışında 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir..
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi v e tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki belgelerden, davacının Ziraat Odası kaydının bulunmadığı , Tarım Kredi Kooperatifi ortağı olmadığı, Alaca Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifine 01.05.1989 yılından itibaren üye olduğu.Pancar Ekiciler Kooperatif üyeliğinin 01.06.1990tarihinden itibaren devam ettiği , üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, 27.02.1998-28.09.1998 tarihleri arasında 212 gün, 10.11.2005-01.05.2007 tarihleri arasında aralıksız 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmalarının olduğu,01.05.1995 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışması nedeniyle davalı Kurumca sigortalılığın 26.02.1998 tarihinde sona erdirildiği anlaşılmaktadır..
2926 sayılı Yasa"nın 6/b ve 506 sayılı Yasa"nın 3/I-F ve K maddelerine göre, bir kimsenin aynı anda çifte sigortalı olması sosyal güvenlik sistemimize göre mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı, 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığı ile çakışan dönemde tarım Bağ-kur sigortalısı kabul edilemez. Ancak,Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Tarım Bağ-Kur sigortalısının kısa süreli olarak 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmasının tarım faaliyetinin devamına engel olmayacağı ve dolayısıyla bu hizmetler dışında tarım faaliyetinin kanıtlanması durumunda sigortalığının kabulü gerekeceği yönündedir.
Somut olayda ,davacının 1998 yılındaki 212 günlük 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışması kısa süreli olup , bu dönemde de tarımsal faaliyette bulunduğu ispatlanmış olduğu anlaşılmakla , 01.05.1995 tarihinde başlayan tarım Bağ-kur sigortalılığının 27.02.1998-28.09.1998 tarihleri arasındaki 212 günlük 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu süre dışında uzun süreli çalışmanın başladığı 09.11.2005 tarihine kadar devam ettiğinin kabulü gerekirken davanın tümden reddine karar verilmiş olması yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.