1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8840 Karar No: 2015/8909 Karar Tarihi: 16.06.2015
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/8840 Esas 2015/8909 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2015/8840 E. , 2015/8909 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GEBZE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/03/2015 NUMARASI : 2015/110-2015/291
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, feragat nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR- Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olup; mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; vekalet ücreti ile ilgili bir hüküm kurulmadığı için davalı Tapu Müdürlüğünün vekalet ücretine hasren yaptığı temyiz başvurusu, feragatin kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle ek kararla reddedilmiş; söz konusu ek karar da davalı tarafından temyiz edilmiştir. Gerçekten de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 311. maddesinde feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı hususu düzenlenmiştir. Davasından feragat eden kişinin, o davada ileri sürdüğü hakkının özünden vazgeçtiği tartışmasızdır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki; HMK"nın 311. maddesindeki düzenlemeden, feragat ile sonuçlanan kararların verildiği anda maddi anlamda kesin hüküm niteliğini kazanacağı ve temyiz edilemiyeceği anlamı çıkarılmamalıdır. Anılan kararlara karşı usul hukuku kurallarına aykırılık nedeniyle kanun yoluna başvurulabilmesine her hangi bir engel yoktur. Bu çerçevede; yerel mahkemenin davacının iradesini yanlışlıkla feragat şeklinde yorumlayıp karar vermesi, kısmen feragat beyanının davanın tamamından feragat olarak anlaşılması, vekâletnamesinde feragat için özel yetki bulunmayan vekilin feragat etmesi ve bunun üzerine davanın feragatle sonuçlandırılması, feragat sonucu yanlış yargılama giderlerine hükmedilmesi gibi hallerde kanun yollarına başvurulması mümkündür. Bunun yanında, HMK"nın 311. maddesinin ikinci cümlesinde; irade bozukluğu hâllerinde feragat ve kabulün iptalinin (aynı davada veya feragatin feshi için açılacak ayrı bir davada) istenebileceği de öngörülmüştür. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile: 1- Yerel Mahkemenin “Davalının temyiz isteğinin reddine” yönelik 05.05.2015 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2- Davada kendisini vekille temsil ettiren davalı bakımından vekalet ücreti ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinden ötürü Yerel Mahkemenin 19.03.2015 tarihli kararının(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.