23. Hukuk Dairesi 2012/5814 E. , 2013/102 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın tefrikine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalılar arasında 28.12.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre paylaşımın, %54 yüklenici %46 ise arsa maliki payı olarak belirlendiğini, inşaatın tek bina olarak yapılması kararlaştırılmasına rağmen davalının, sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinin olurunu almadan, sözleşmede öngörülenden farklı bir proje ile inşaata başladığını, bir adet bina yerine iki ayrı bina şeklinde projeyi uygulamaya geçirdiğini, 24 aylık inşaatı tamamlama süresinin dolmuş olmasına rağmen davalı yüklenicinin, işin %15"ini tamamladığını ileri sürerek, 28.12.2005 tarihli sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshi ile varolan inşaatın yıkımı ve kar kaybı için 15.000,00 TL menfi zararın tahsilini talep ve dava etmiş; birleşen karşı davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalılar vekili, dava konusu sözleşmenin müvekkili ... Tic. A.Ş. ile davacı arasında yapıldığını, diğer müvekkillerinin sözleşmeden sorumlu tutulamayacaklarını, belediyenin tek bina şeklindeki projeye onay vermediğini, bu durumun da derhal davacıya ihbar edildiğini, davacının davalılara vekaletname verdiğini ve bu vekaletnameye istinaden işlem yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı yüklenici şirket vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği taşınmazın %54 payının tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini, bu talep yerinde görülmediği takdirde yapılan %15 oranındaki imalatın tespit edilecek değerinin tahsilini talep ve dava etmiş, davaların birlikte görülmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının, sözleşmenin geriye etkili olarak feshini istemekte haklı olduğu, ancak fesih nedeniyle uğramış olduğu menfi zararı ispat edecek herhangi bir belge veya makbuz sunulmadığı ayrıca, taşınmazın bulunduğu bölgede, yapılacak yeni inşaatlar için düzenlenen sözleşmelerde paylaşım konusunda olağandışı lehe veya aleyhe bir değişiklik olmadığı,
taşınmazın imar durumunda da bir değişiklik bulunmadığı, yeni bir yüklenici ile yapılacak sözleşmede de aynı oranda inşaat yapılma olasılığı bulunduğu,davaya konu sözleşmeye nispetle daha iyi bir teklife ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile tazminat taleplerinin reddine, davalı yüklenici şirketin açmış olduğu tapu iptali ve tescil tazminat istemli dosyanın tefrikine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ve menfi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu olan 28.12.2005 tarihli sözleşme, davacı arsa maliki ... ile davalı ve tefrik edilen dosya davacısı yüklenici .Tic. A.Ş. arasında düzenlenmiş olup; asıl davada diğer davalılar ... ile ..."a husumet yöneltilmesi doğru değildir. Bu itibarla, adı geçen davalıların şahsen sözleşmenin tarafı olmamaları nedeniyle pasif husumet ehliyetleri bulunmadığından haklarındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, asıl davada, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile tazminat; tefrik edilen davada ise, sözleşme gereği yükleniciye verilmesi kararlaştırılan pay yönünden tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde halihazırda yapılan %15 oranındaki imalatın bedeli talep edilmiştir. Buna göre, akdi ilişkinin tasfiyesi için her iki davanın birlikte bir sonuca bağlanması gerekirken, birleşen dava hakkında tefrik kararı verilmesi de yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.