Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/303
Karar No: 2017/2324
Karar Tarihi: 20.03.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/303 Esas 2017/2324 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/303 E.  ,  2017/2324 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi uyarınca davalılardan teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda ise 5510 sayılı Yasanın 21/4. maddesi gereği davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Somut olayda; 17.08.2008 günü davalı şirkete ait işyerinde usta olarak çalışan sigortalı...’nın kalıp işlerini denetlerken 3. kattan aşağı düşerek vefat ettiği olaya ilişkin bozma sonrası kusur ve aidiyet hususunda bilirkişi kurulundan alınan raporda, davalı işverenin %75, şirket ortağı aynı zamanda işveren yetkilisi durumunda olan şirket ortağı diğer davalı ...’ın %5, sigortalının ise %20 kusurlu olduğunun belirtildiği, Mahkemece bu kusur oranları üzerinden 5510 sayılı Yasanın 21/4. maddesine göre oluşan Kurum zararının yarısından davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
    5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26.maddesidir.
    506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesindeki “...sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa
    Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağı yönünden, ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir.
    Kurumun, sigortalı veya haksahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
    Eldeki davada da, davaya konu olayla ilgili olarak, ceza verilen davalı ...’a ve işveren şirkete kusur verilmesi isabetli ise de, Mahkemece, olay tarihinin 17.08.2008 tarihi olduğu gözetilmeksizin bu davalılar hakkında 506 sayılı Yasanın 26/1’ncı maddesi uygulanması gerekirken, yasal dayanağın 5510 sayılı Yasanın 21/4 . maddesi olarak kabulü, öte yandan davalı ...’ın olayda işveren vekili konumunda olduğu halde 3. kişi olarak belirlenmesi ve 506 sayılı Yasanın 26/1. maddesi gereği, Kurum zararı ile ilgili olarak davalıların belirlenen kusur oranları üzerinden hüküm kurulmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Kabule göre de, davalı... Ltd. Şti."nin işveren, davalı ...’ın işveren vekili olduğu gözetildiğinde, 5510 sayılı Yasanın 21/1. maddesine göre sorumlu olması gerekirken 21/4. maddesine göre sorumluluğunun kabul edilerek hüküm kurulması da isabetsiz bulunmuştur.
    O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 20.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi