5. Ceza Dairesi 2019/6126 E. , 2020/10083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme nitelikli zimmet, resmi belgede zincirleme sahtecilik
HÜKÜM : a)Sanıklardan ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat, icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan
mahkumiyet,
b)Sanık ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet suçundan iki kez, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan ve kamu
görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği suçlarından birer kez mahkumiyet, c)Sanık ... hakkında nitelikli zimmet ve kamu
görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği suçlarından mahkumiyet d) Sanık ... hakkında zincirleme olarak güveni kötüye
kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ikişer kez mahkumiyet,
e)Sanık ... hakkında zimmet suçundan beraat, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekillerinin temyiz talebinin sanıklardan ... hakkında zimmet, ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1-Sanıklardan ... hakkında zimmet, ... ve ... hakkında sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanıklardan ... hakkında sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından verilen mahkumiyet, ... hakkında sahtecilik suçundan verilen beraat ve icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet, ... ve ... hakkında sahtecilik ve zimmet suçlarından verilen mahkumiyet, ... ve ... hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Suç tarihinde sanıklardan ..."ün Kuyucak ilçesi Çiftçi Mallarını Koruma Birliği başkanı, ..."in muhasebe görevlisi, diğer sanıkların ise Koruma Meclisi üyeleri olarak görev yaptıkları; Sağ Sahil Sulama Birliği Başkanlığı ile yapılan protokoller gereğince üç adet artezyen kuyusundan su kullandırılması karşılığında çiftçilerden 21/06/2007-10/10/2007 tarihleri arasında tahsil ettikleri 49.518,50 TL"yi kayıtlara geçirmemek, 45.156,44 TL"yi sahte sarf senetleri düzenlemek ve gelir-gider farkı olan 4.418,40 TL"yi mal edinmek suretiyle nitelikli zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanıkların, gelir-gider farkından kaynaklı açığın önceki dönemden kaldığını, bilgisayara virüs bulaşması nedeniyle bu döneme ilişkin kayıtların kaybolduğunu, faturalandırılmayan harcamaları kayıt altına almak amacıyla sarf senetlerinin düzenlendiğini, Sağ Sahil Sulama Birliği Başkanlığı ile yapılan protokoller gereğince üç adet artezyen kuyusundan su kullandırılması karşılığında tahsil edilen paralar ile artezyen kuyularının elektrik borçları ile tamirat giderlerinin ödendiğini, su dağıtım işiyle ilgilenen bekçilere ödeme yapıldığını, mazot giderlerinin karşılandığını, ayrıca ark temizliği nedeniyle sulama birliği tarafından kendilerine ödenmesi gereken katkı payının ödenmediğini savunarak yüklenen suçlamaları kabul etmedikleri, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda savunmalarda ileri sürülen hususların irdelenmediği, temin edilen elektrik harcamalarına ilişkin belgelere dair inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, bu itibarla raporun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı, ayrıca su kuyularının işletilmesi görevinin sulama birliğine ait olup 4081 sayılı Kanun kapsamında Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığına bu yönde bir görev verilmediğinden su kullanım bedellerinin mal edinildiğine ilişkin isnadın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek; savunmalarda ileri sürülen ark temizliği, araç tamir gideri, yakıt harcaması, yemek ücreti gibi kayıtlara geçmediği iddia olunan harcamaların, önceki ve sonraki yönetim ile birlikte düzenlenen devir teslim tutanaklarının bulunup bulunmadığının araştırılması, devir tarihleri itibarıyla gelir-gider durumlarının tespiti, suç tarihinden önceki döneme ait gelir-gider evrakının da temini ile dosyanın tüm ekleriyle birlikte Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile su kuyularının işletilmesine ilişkin isnat yönünden tahsil edilen paralar ile elektrik faturalarını, tamirat giderlerini, yakıt harcamalarını ve bekçilere yapılan ödemeler dahil tüm giderleri, diğer isnatlar yönünden ise başkanlığın suç dönemindeki tüm gelir ve giderleri karşılaştırılmak suretiyle sanıkların uhdelerinde kalan para bulunup bulunmadığını, savunmalarda ileri sürülen hususları da irdeleyen, her bir sanığın ayrı ayrı sorumluluğunu belirler nitelikte bilirkişi raporu alınması, suç tarihlerinde başkanlığın parasal işlemlerinin kim ya da kimler tarafından yürütüldüğünün saptanması, parasal işlerle ilgilenmeyen sanıkların bu eylemlere ne şekilde iştirak ettiklerinin karar yerinde tartışılması, sanıkların görevlendirilmeleri ile temsil ve ilzam yetkisine ilişkin belgelerin teminiyle yasal tevdi unsurunun değerlendirilmesi sonrasında sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinin hakime ait olduğu nazara alınarak, suça konu belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasına getirtilmesi, duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ile iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, gerekirse bu hususta bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde sanıklar ... ve ... hakkında sahtecilik suçundan mahkumiyet kararları verilmesi,
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararının sanıkları, katılanı, Cumhuriyet savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay"ın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler sonucunda mahkemenin ulaştığı kanaatin, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması kurallarına da uyulmak suretiyle sanıkların hukuki durumlarının ayrı ayrı takdir ve tayini gerekirken, Koruma Meclisi üyesi olan sanıklar ... ve ..."un icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilen eylemlerinin nelerden ibaret olduğu, bu suçun unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeden gerekçesiz olarak yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Sanıklardan ..."in hükümden sonra 20/10/2015, ..."ın 25/01/2020 tarihlerinde öldükleri UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıtlarından anlaşıldığından, bu hususlar mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nın 64 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/04/2014 tarihli ve 397-202 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarının mağdurunun kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil suçtan zarar gören konumunda bulunduğu nazara alınarak, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda işlediği sahtecilik suçlarının TCK"nın 204/2. maddesi kapsamında resmi belgede zincirleme sahtecilik olarak kabul edilmesi gerektiği, ayrıca 2006 yılında ortaya çıkan hesap açığının tamamen kapatılıp 2009 yılında yeniden açık ortaya çıktığına dair bir belirleme yapılamadığı nazara alındığında, sanık ..."ün bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği ve zincirleme nitelikli zimmet suçlarından birer kez mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, bu suçlardan hakkında ikişer kez mahkumiyet hükmü kurularak fazla ceza tayin edilmesi,
Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan hükümlerde sonuç cezaların 7 yıl 9 ay 22 gün ve 6 yıl 3 ay hapis cezaları yerine 6 yıl 21 ay 22 gün ve 5 yıl 15 ay hapis cezaları olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Sanıklar ... ve ... hakkında TCK"nın 51/3. maddesindeki denetim süresinin gerekçesiz olarak en üst sınır olan 3 yıl olarak belirlenmesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen ve TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanarak suç işledikleri kabul edilen sanıklar ... ve ... hakkında 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına" karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerin ve katılan vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, mahkumiyet hükümleri bakımından temyiz yasa yoluna başvuran sanıkların kazanılmış hakları saklı tutulmak kaydıyla, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, bozma kararının mahiyetine göre kararın CMUK"nın 325. maddesi gereğince hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünü temyiz etmeyen sanık ..."a TEŞMİLİNE 12/03/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükümleri eksik inceleme ve gerekçesizlik nedeniyle Dairemizce bozulmuş ve bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık ..."a teşmiline karar verilmiş ise de;
Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi başlıklı 5271 sayılı CMK"nın 306. maddesinde "Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar." denilmektedir.
Hükmü temyiz etmeyen sanığın bozmadan yararlanabilmesi için diğer şartlar yanında; -Hükmün lehe bozulması, -Hükmün cezanın belirlenmesinde hukuka aykırılık nedeniyle sanık yararına bozulması, -Bu bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanığa da uygulanması olanağının bulunması gerekir.
Her ne kadar sahtecilik suçuyla ilgili bozma kararı hükmü temyiz eden sanıkların lehine olarak görünmekte ise de; bozma sebebinde sahte belgenin iğfal kabiliyetinin tespitine ilişkin yeterli araştırma yapılmadığına işaret edilmiştir. Yerel mahkemece bozmaya uyulup gereği yerine getirildiğinde belgenin aldatma yeteneğinin bulunması halinde hükmü temyiz etmeyen sanığın bozmadan yararlanması mümkün olmayacaktır. Aksi durumda ise hükmü temyiz etmeyen sanığın yargılamanın iadesi yoluna başvurması mümkündür. Bu durumda bozmanın lehe olup olmadığı belgenin iğfal yeteneğine bağlıdır.
Diğer taraftan, hükmü temyiz etmeyen sanığın, her lehe bozmadan değil, cezanın belirlenmesinden doğan bozmalardan yararlanması olanaklıdır. Başka bir anlatımla, cezaya ve suçun unsurlarına dair suçluluğu ve cezayı ortadan kaldıran veya azaltan nedenlerle ilgili bozmalar için sirayet söz konudur.
Olayımızda bozmanın lehe olup olmayacağı sahteliği iddia edilen belgenin aldatma yeteneğinin tespitiyle ilgili bir husus olup, bu aşamada hükmü temyiz etmeyen sanığa bu eksikliğin tespitine dair bozmayı teşmil etmek mümkün değildir. Şayet hüküm belgenin aldatıcılık yeteneğinin bulunmaması nedeniyle bozulmuş olsaydı bu takdirde teşmil kaçınılmaz olacaktı.
Eksik incelemeye ilişkin bozmanın bu aşamada hakkında kesinleşmiş hüküm bulunan ve hükmü temyiz etmeyen sanığa teşmili de olanaklı değildir.
Bu nedenlerle, sahtecilik suçuyla ilgili bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanığa teşmili yönündeki çoğunluk görüşüne karşıyım.