16. Hukuk Dairesi 2018/4795 E. , 2021/1188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, fen ve orman bilirkişileri tarafından düzenlenen 10.03.2014 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 83,74 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 472,28 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı parsel numarası verilmek sureti ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dosya arasında bulunan Kadastro Müdürlüğü’nün 19.04.2013 tarihli yazısında, dava konusu taşınmaz bölümünün taşlık, kayalık, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması sebebiyle tescil harici bırakıldığı belirtildiği halde taşınmazın davacı tarafından imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususunda yapılan araştırma yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz bölümlerine ait 1971 ve 1992 tarihli hava fotoğrafları dosya arasına alınmasına rağmen, taşınmazların niteliği ve kullanım durumunun ne olduğu hususunda bu fotoğraflardan yararlanılmamış, yalnızca teknik bilirkişi raporunda, taşınmazların hava fotoğraflarındaki konumunun neresi olduğunun gösterilmesiyle yetinilmiş, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz bölümlerinin sınırlarına taş duvar örülerek, içine bitkisel toprak doldurulduğu bildirildiği halde, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklardan taş duvarın ne zaman örüldüğü, ne zaman ve ne amaçla toprak doldurulduğu hususunda ayrıntılı bilgi alınmamış; yine dosya arasında bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 26.11.2014 havale tarihli yazısında, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yere ilişkin 2008 yılında onaylanmış imar planı bulunduğu ancak imar planının İdare Mahkemesince iptal edildiği belirtildiği halde, taşınmazın yeniden imar planı kapsamına alınıp alınmadığı ... ile Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulup saptanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümlerine komşu 125 ada 1, 126 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanağı olan kayıtlar ile tapu kayıtları dosya arasına getirtilmeli, taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, imar planı kapsamına alınmışsa ne zaman alındığı ve imar planının hangi tarihte kesinleştiği ... ile Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulup saptanmalı, taşınmazların imar planı kapsamına alındığının anlaşılması halinde bu tarihten, aksi halde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü’nden getirilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazların imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, imar-ihya faaliyetlerinin ne olduğu; taşınmazların sınırına taş duvarın ne zaman örüldüğü, içine toprağın ne zaman ve ne amaçla doldurulduğu, taşınmazlardaki imar-ihya faaliyetinin yalnızca zemine toprak doldurmaktan mı ibaret olduğu; hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümlerini, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı, mükerrerliğe neden olmamak adına, teknik bilirkişiden alınacak söz konusu koordinatlı kroki Kadastro Müdürlüğüne gönderilip, bu yere ilişkin daha önce oluşmuş tapu kaydı bulunup bulunmadığı sorulmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğunu, taşınmazların imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi, toprak derinliğini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlarda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, bundan sonra taşınmazın verimini artırmak için zemini iyileştirme amacı dışında tarım arazisi niteliği bulunmayan yere toprak dökmenin imar-ihya sayılmayacağı göz önüne alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."ye iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.