Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4766
Karar No: 2020/378
Karar Tarihi: 13.01.2020

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/4766 Esas 2020/378 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, İstanbul 4. Çocuk Mahkemesi'nde görülen bir davada sanığın kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan mahkumiyetine karar verdi. Ancak, mahkeme sanığın daha önceki suçundan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında da aynı suçu işlemiş olabileceği ve ikinci suçun açılan davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle düşmesi gerektiği konusunda yeterince değerlendirme yapmadığı için kararı bozdu. Mahkeme ayrıca sanık hakkında sosyal inceleme raporu alınmamasının da kanuna aykırı olduğunu belirtti.
Kanun Maddeleri:
- 6545 sayılı Kanun, 68. madde
- TCK'nın 191. maddesi, 5. fıkra ve 4. fıkra
- CMK'nın 223. maddesi, 8. fıkra
- 5395 sayılı Kanun, 35. madde
20. Ceza Dairesi         2019/4766 E.  ,  2020/378 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkeme : İSTANBUL 4. Çocuk Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
    Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
    Karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Sanık hakkında İstanbul 4. Çocuk Mahkemesi"nin 13.09.2012 tarih, 2011/767 esas 2012/705 karar sayılı ilamı ile verilen denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, 10 gün içinde İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren 31.10.2012 ve 05.04.2013 tarihli çağrı kağıtlarının bila tebliğ iade edildiği, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü"nün 14.09.2012 tarih ve B.03.OCTE.0.00.00.29.647.20 12/1005/129105 sayılı yazısı uyarınca, 09.04.2015 tarih ve 2012/925 ÇDS sayılı "Dosya Birliştirme Tebliğ Tutanağı" düzenlendiği ve sanığın infazı devam eden 2013/12949 DS numaralı dosyasıyla ilgili infaz işlemlerinin ve söz konusu dosyada rehberlik görüşmelerine ve SAMBA çalışmalarına katılmamasının, davaya konu 2012/925 ÇDS numaralı denetimli serbestlik dosyası için de geçerli olacağı kabul edilerek İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 13.04.2015 tarih ve 2012/925 ÇDS sayılı kararı ile sanığın yükümlülüklerini ihlal etmekte ısrar ettiğinden bahisle dosya kaydının kapatılmasına karar verildiği, ancak sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazılarının bila tebliğ iade edildiğinin anlaşılması karşısında; yapılan yargılama sonucunda denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
    3- Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanık hakkında, 5395 sayılı Kanun"un 35. maddesi uyarınca bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren sosyal inceleme raporu alınmaması ya da alınmama gerekçesinin hükümde gösterilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 13.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi