Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan katılan sanık ...’ın beraatine ilişkin hükmün sanık ... müdafii tarafından; taksirle yaralama suçundan ise sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin hükmün ise her iki sanık müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Katılan sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun kanunui unsurlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanık ... müdafiinin suçun oluştuğuna, katılan sanığın çok hızlı motosiklet kullandığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2- Sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanık ... müdafiinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine, katılan sanık ... müdafiinin ise sanık ...’ın asli kusurlu olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine,ancak; Sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı CMK"nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında usulüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadan kamu davasının açıldığı, mahkemenin de belirtilen eksikliği gidermediği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma hükümleri uygulanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.