4. Ceza Dairesi 2019/7657 E. , 2019/19655 K.
"İçtihat Metni"
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Tehdit suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/6. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kocaeli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2019 tarihli ve 2018/324 esas, 2019/141 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2019/406 değişik iş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 04/09/2019 gün ve 94660652-105-41-10526-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/09/2019 gün ve 2019/87796 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Sanık ... ve diğer sanık ..."ın haklarında yürütülen soruşturma sonunda, üzerilerine atılı tehdit suçu nedeniyle 5237 sayılı Kanun"un 106/2-c maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, mahkemesince dosyanın diğer sanığı ..."ın beraatine, sanık ..."nun anılan Kanun"un 106/1-1. cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, adı geçen sanığın değişen suç vasfı itibariyle mahkûmiyetine karar verilen 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1.cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, somut dosya kapsamına göre, kovuşturma aşamasında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesi gereğince taraflara uzlaştırma teklif edilmediği gibi kovuşturma aşamasında uzlaştırmaya tâbi suçlarda, anılan Kanun"un 254. maddesi uyarınca öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın belirtilen nedenle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/6. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kocaeli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2019 tarihli ve 2018/324 esas, 2019/141 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2019/406 değişik iş sayılı kararının, sanığın değişen suç vasfı itibariyle mahkûmiyetine karar verilen 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1.cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, somut dosya kapsamına göre, kovuşturma aşamasında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesi gereğince taraflara uzlaştırma teklif edilmediği gibi kovuşturma aşamasında uzlaştırmaya tâbi suçlarda, anılan Kanun"un 254. maddesi uyarınca öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın belirtilen nedenle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Değişen suç vasfı itibariyle, 5237 sayılı TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi kapsamındaki tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ... hakkında, uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Genel Kurulu"nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir" hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK"nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. CMK"nın 5560 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinin üçüncü fıkrası; "(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez." biçimdeyken 09/07/2009 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun"un sekizinci maddesiyle anılan fıkraya "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" cümlesi eklenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı "Uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun"un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir. Uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun"la değişik CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde" (1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231. maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231. maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. " denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... ve hakkında beraat kararı verilen diğer sanık ..."ın müştekinin dayısının çocukları olduğu ve aralarında Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın duruşmasından sonra, sanıkların müştekiye "Seni sinek gibi görüyoruz, yok edeceğiz" şeklinde sözler sarfetmek suretiyle müştekiyi tehdit ettikleri iddiasıyla sanıklar hakkında TCK"nın 106/2-c. maddesi uyarınca, birden fazla kişi ile birlikte
tehdit suçundan cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama sırasında sanık ..."nin beraatine, sanık ..."nın ise değişen suç vasfı nedeniyle TCK"nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçundan 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın ise itirazı üzerine Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2019/406 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, değişen suç vasfı nedeniyle kovuşturma aşamasında müşteki ve sanık arasında uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık ..."nun işlediği kabul edilen tehdit suçu nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut maddi bir zarar bulunmamakta, manevi zarar ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Sanığın işlediği kabul edilen suç, niteliği itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında bulunmaktadır. Sanık, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul etmiştir ve sabıkasızdır. Mahkeme tarafından hükmün açılanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir. CMK’nın itirazla ilgili maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması, kararda hukuka aykırılık saptanması halinde gerekçesi de gösterilmek suretiyle itiraz kabul edilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, bu suretle de kararın her açıdan hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerekmektedir. Kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
Sanığın işlediği ve TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen tehdit suçu, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde uzlaştırma kapsamına alınmış, kovuşturma evresinde uzlaşma kapsamında bulunan TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi kapsamındaki tehdit suçundan, CMK"nın 254/1. maddesi uyarınca, uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmemiştir.
Bu açıklamalar karşısında, tehdit suçundan sanık ..."nun, TCK"nın 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kocaeli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2019 tarihli ve 2018/324 esas, 2019/141 sayılı kararına karşı sanık tarafından yapılan itirazın, uzlaştırma işlemlerinin yapılmaması nedeniyle kabulü gerekirken, "...itiraza konu kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı..." biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle reddine ilişkin Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2019/406 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2019/406 değişik iş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince mahallinde Mahkemesince yerine getirilmesine, 16/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.