13. Ceza Dairesi 2020/2784 E. , 2020/6577 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Mala zarar verme, hakaret, kasten yaralama, tehdit
HÜKÜMLER : Düşme, Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
I-Sanık hakkında hakaret ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun ve takdire dayalı bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında mağdure ...’e yönelik yaralama suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına neden kabul edilen eski hükümlülüğün kesin nitelikteki adli para cezasından ibaret olması nedeniyle sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 58. maddeye ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık hakkında mağdureler ... ve ...’e yönelik tehdit suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
“Yeni Türk Ceza Adalet Sistemi”nde, onarıcı adalet ulaşılması gereken önemli hedeflerden birisidir. Bu sebeple kabul edilen yeni müesseselerden en önemlisi uzlaş(tır)ma olup, 5271 sayılı CMK.’nın 253 ve 254. maddelerinde düzenlenmiştir.
Başarılı bir uzlaştırma, ceza davasını önleme sonucuna ek olarak, cezanın infazı problemlerini, muhtemel hukuk davasını ve icra takibini önleyeceği gibi, yeni suçların işlenmesini de önler. Böylece toplumsal barışa çok yönlü bir katkıda bulunur.
Bu düşüncelerden hareketle CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasında, “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” denilerek istisnada dahi istisna kabul edilmek suretiyle, uzlaştırmanın mümkün olduğu ölçüde geniş ve yaygın bir şekilde uygulanması hedeflenmiştir.
Maddenin âmir hükmü uyarınca, mağdure ...’ye yönelik TCK’nın 86/2 ve 86/3-a maddesi kapsamındaki yaralama suçu, uzlaştırma kapsamında olmadığından aynı Kanun’un 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçundan da uzlaştırma prosedürünün işletilmemesi hukuken doğru ve yerindedir.
Diğer mağdure ...’ya karşı tehdit suçunun 6763 sayılı Kanun ile değişik CMK’nın 253/1. b) bendinin 3. alt bendi uyarınca uzlaştırma kapsamına alındığında da kuşku bulunmamaktadır.
Dairemize göre, bu suç dolayısıyla aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanması sonucu sanığa tehdit suçundan bir ceza verilip, bu cezanın TCK’nın 43/2. maddesi yollamasıyla aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca artırım yapılması, kanun değişikliği sonrasında genişletilen kapsama giren TCK’nın 106. maddesinin 1. fıkrası kapsamındaki mağdure ...’ya yönelik tehdit suçundan uzlaştırma işlemlerine tevessül edilmesi zaruretini etkilemeyecek, uzlaşma gerçekleştiği takdirde sanık hakkında yalnızca mağdure ...’ye yönelik tehdit suçundan ceza verilmesiyle yetinilecektir.
Aynı Kanun’un 253. maddesinin 7. fıkrasında “Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırmayoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.” denilmektedir.
Bu fıkra hükmüne göre, söz gelimi TCK’nın 151/1. maddesi kapsamında zarar verilen eşya dört(4) kardeşin müşterek mülkiyetinde ise, dört(4) kardeşin de uzlaşmayı kabul etmesi hâlinde uzlaştırmanın uygulanması mümkündür. Bu düzenlemenin aynı neviden fikri içtima hâliyle bir ilgisi yoktur.
Nitekim bu düşüncelerden hareketle, 05/08/2017 tarihli RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği”nin 7/4 maddesinde “Birden fazla suç olmasına rağmen kanunda tek ceza öngörülen hâllerde her suç için ayrı ayrı uzlaştırma yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 106/1-1 maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre sanığın mağdure ...’e yönelik uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın sübuta eren ...’e yönelik tehdit suçundan, aynı neviden fikri içtima dolayısıyla TCK’nın 43/2-1. maddesi uyarınca artırım yapılıp yapılmayacağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 30/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.