13. Ceza Dairesi 2014/30592 E. , 2016/534 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık genel zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 18.06.2002 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafiinin temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
B- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.12.2012 tarih ve 2012/1247 Esas ve 2012/1842 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; hırsızlık suçunda 5237 sayılı TCK."nın 142/1-b ve 143. maddelerinde düzenlenen suçun gece vakti işlenmesinin suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâli olması ve yine işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunda 5237 sayılı TCK."nın 116/4 ve 119/1-c maddelerinde düzenlenen suçun gece vakti birden fazla kişiyle birlikte işlenmesinin suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâli olması nedeniyle aynı yasanın 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alınacağı öngörüldüğünden sanıklar hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan zamanaşımından düşme kararı isteyen tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiş, sanıklar hakkında katılana karşı gerçekleştirdikleri hırsızlık suçundan temel ceza belirlenirken suça konu çalınan paraların değeri gözetilerek, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca alt sınırdan orantılı şekilde ayrılmak gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan uygulama yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
“Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,” 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.