17. Hukuk Dairesi 2016/9135 E. , 2017/3551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin maliki bulunduğu araca, davalı sürücünün araç hakimiyetini kaybederek arkadan çarptığını ve asli kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile araçta oluşan 3.000 TL değer kaybı ile 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, değer kaybı talebinin bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilebileceğini, araçta meydana gelen değer kaybından dolayı poliçe kapsamında ... şirketinin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamı ile benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile, 2.000,00 TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-6100 Sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Temyize konu kararda, davacı yönünden 2.000,00 TL maddi tazminatın kabulüne, davalı yönünden ise; 1.000,00 TL maddi tazminatın reddine karar verilmiş olup kabul ve reddedilen miktarlar temyiz kesinlik sınırının altında olup;
karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ...’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davacı ve davalı vekilinin maddi tazminat yönünden temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin manevi tazminatın reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücretine de ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden ....nin 3. kısmına göre belirlenecek olup, manevi tazminatın tamamen reddi halinde ise, ..."nin 10/3 maddesinde, avukatlık ücreti olarak tarifenin 2. kısım, 2. bölümündeki miktarlara hükmonulacağı belirtilmiştir, bu miktar karar tarihi itibariyle 1.500,00 TL olduğundan manevi tazminatın reddi nedeniyle davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7 nci maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle maddi tazminat yönünden davacı ve davalı vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “2.800,00 TL” ibaresinin silinerek yerine; “2.500,00 TL” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya geri verilmesine 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.