Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15268
Karar No: 2016/7775
Karar Tarihi: 06.10.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15268 Esas 2016/7775 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/15268 E.  ,  2016/7775 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/02/2015 tarih ve 2008/179-2015/77 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/10/2016 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin oğlu ..."nın davacı adına 08/08/2001 tarihinde ... Bankası ... Şubesi"nden ... ... Bankası Şubesi"ne toplam 10.000 ... gönderdiğini, müvekkilinin adına gönderilen bu parayı alamadığını, müvekkili adına havale edilen bu paranın ... Bankası ... Şubesi"nden 10.08.2001 tarih HA-2963539 seri nolu ve 09.08.2001 tarih HA-7334599 seri nolu fişle başka biri tarafından çekildiğini, müvekkilinin okuma yazma bilmediğini, davalı bankaca müvekkilinin mağdur edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6.400,00 TL"nin ödeme tarihi olan 09/08/2001 ve 10/08/2001 tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı banka vekili, davacının dava dilekçesindeki beyanları ile savcılığa verdiği ifadeler arasında çelişki olduğunu, davacı adına dava dışı ..."nın 08/08/2001 ve 10/08/2001 tarihlerinde iki adet 10.000 ... havale yaptığını, 08/08/2001 tarihinde gönderilen havalenin 09/08/2001 tarih ve saat 14:20"de 27.250.-TL ve 9.950 ... olarak para dökümü yapılmak suretiyle ödendiğini, fişin arkasına ... yazılıp birbirinden farklı 2 adet imza atıldığını, ödeme dekontuna davacının nüfus cüzdanının eklendiğini, 10/08/2001 tarihinde ... tarafından davacıya yapılan 10.000 ... havalenin aynı tarihte TL"ye çevrilerek saat 16:18"de 5.640,50.-TL olarak ödendiğini, fişin arkasına önceki dekonttaki imzaya benzer bir imza atıldığını, davacıya ait nüfus cüzdanının eklendiğini, havale amiri ..."nın 10/08/2001 tarihinde 10.000 ... ..."ya havale yaptığını, havalenin aynı tarih ve 16:16"da ... imzasıyla ödendiğini, yine 10/08/2001 tarihinde 5.000 ... "yi ..."a gönderdiğini, bu fişin arkasında ... ve ..."ın imzasının bulunduğunu, para dökümünde ise ..., ... ve ..."a gönderilen toplam 25.000 ..."nin toplam TL karşılığının birlikte ödendiğini gösterir şekilde 14.101.250.000.-TL dökümün yer aldığını, müvekkilince yapılan araştırmaya göre davacının oğlu ile ..."nun bacanak olduklarını, davacının Türkiye"de bulunduğu sürece bu şahsın evinde kaldığını, yapılan havaleden haberdar olduğunu, kendi aralarında bu havale nedeniyle ..."dan senet aldığını, ..."nun senet bedelini ödememesi üzerine banka aleyhine dava açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu para çekme işlemlerinin davacının rızası ve muvafakati dahilinde olduğu, davalı bankanın davacıya gelen havaleyi ödeme prosüdüründe kontrol eksikliği ve kusurunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davacı adına gelen havalenin usulsuz şekilde üçüncü kişiye ödendiği iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.
    Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacının ..."da yaşayan oğlunun davacıya 08.08.2001 ve 10.08.2001 tarihlerinde 10.000"er ..."i gönderdiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı vekili söz konusu paraların müvekkilinin bilgisi ve talimatı olmadan dava dışı üçüncü kişi veya kişilere ödendiğini iddia etmiş, davalı banka vekili ise ödemelerin usulüne uygun olduğunu, ödemeye ilişkin belgeler arasında davacının nüfus cüzdanının fotokopisinin bulunduğunu, havale dekontlarının arka kısmında dava dışı ... ve ..."ın imzasının olduğunu, bu kişilerle davacının oğlu arasında sıhri hısımlık bulunduğunu, davacının yapılan ödemelerden haberdar olduğunu savunmuştur.
    Bankalar, özel yasa ile kurulan ve ekonomik alanda çeşitli imtiyazlar tanınan kuruluşlardır. kuruluşları olan bankalar, mülga Borçlar Kanunu"nun 99/2. maddesi uyarınca hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Genel olarak havale işlemi, 818 sayılı BK"nın 457-462. maddelerinde düzenlenmiş olup buna göre, “havale göndericisi”, havale işlemi ile bir miktar paranın “havale alıcısı” olarak belirlediği bir kişiye ödemesi hususunda (havale ödeyicisi) bankayı yetkilendirmiş olmaktadır. Hesap sahibi, havale talimatıyla hesabındaki belirli bir miktar paranın banka aracılığıyla üçüncü bir kişiye ödenmesini talep etmektedir. Bu bakımdan havale alıcısının doğru bir şekilde tespiti çok önemlidir. Bunun içinse bankalar havale ödemesi yaparken soğuk damgalı nüfus cüzdanı, sürücü belgesi vb. belgeler ile kimlik teyidi yapmak, kimlik bilgileri, telefon ve adres kayıtlarının doğru olup olmadığına ilişkin araştırma yapmak, gerektiğinde havale göndericisinden teyit almak zorundadırlar. Aksi durumda bankanın sorumluluğu doğacaktır.
    Somut uyuşmazlıkta davalı bankanın, davacı adına geldiği ihtilafsız olan havaleyi davacıya ödediğini yasal delillerle ispatlayamadığı açık olduğu gibi, ödeme yapılan kişiler bakımından davacının bankacılık mevzuat ve teamüllerine uygun talimatı ya da icazeti bulunduğu da davalı bankaca kanıtlanamamıştır. Aksine davalı bankanın ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na şikayet dilekçesi vererek davacı ..."ya oğlu tarafından gönderilen paraların ... ve ... tarafından çekildiği iddiasıyla yaptığı suç duyurusu da gözetildiğinde davalı bankanın davacıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
    Bu itibarla mahkemece, davalı bankanın havale alıcısı olan davacıdan başka üçüncü bir kişiye ödeme yapmakla davacıya karşı sorumlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi