17. Hukuk Dairesi 2016/9450 E. , 2017/3540 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ..."in sevk ve idaresindeki ve ... Bakım Onarım Şube Müdürlüğü demirbaşına kayıtlı ... plakalı araçla davalı ..."in maliki olduğu ... plakalı aracın karışmış oldukları kaza sonucunda müvekkili belediyeye ait araçta 6.288,22 TL hasarın meydana geldiğini, kazanın akabinde tutulan Jandarma kaza raporu ile de bu hususun tespit edildiğini, verilen zararın tazmini için davalı ..."e yazılı uyarıda bulunulduğunu, fakat kazada kendisinin hatalı bulunmadığından bahisle oluşan zararı ödemediğini, kazanın şantiye sahasında meydana gelmesi nedeniyle kendilerince kusurlu tarafın ve oranının tespit edilmesinin mümkün olamadığını, bu nedenle her iki araç sürücüsünün davada davalı olarak taraf gösterildiğini, hasar bedeli 6.288,22 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Demir cevap dilekçesinde özetle; açılan davaya itiraz ettiğini, aracını kullanan kişinin dava dışı 3. bir kişi olduğunu, aracının sigortalı olduğunu, sigortanın oluşan zararı ödememesi için her hangi bir nedenin de bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı ... davaya cevap vermemiş olup, ancak 16/06/2015 tarihli celsede; olayda kusurunun bulunmadığını, buna ilişkin delillerini ve tanıklarını mahkemeye sunacağını beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; denetime açık bilirkişi raporu ile davalı sürücü ..."in kusursuz olduğu, bu nedenle davacının bu davalıdan tazminat talep etme hakkının bulunmadığı, kazanın oluşumunda tüm kusurun %100 kusur oranı ile ... plakalı kamyon sürücüsü dava dışı Kenan Kakık"a ait olduğu belirlenmiş olup, kısa kararda taraflar karıştırılarak, davanın kabulü ile 6288,22 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı ... den alınarak davacıya verilmesine, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, gerekçeli kararda kararda tarafların isimlerinin karıştırıldığı belirtilmiş ve kısa karara bağlı kalarak gerekçeli karar yazıldığı belirtilmiştir.
Hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeni ile oluşan maddi hasarın tahsili istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 08.03.2016 tarihli tensip kısa kararında "davanın kabulü ile 6288,22 TL nin kaza tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... den alınarak davacıya verilmesine, Davalı ... ... aleyhine açılan davanın reddine” denildiği halde, gerekçeli kararda “davanın kabulü ile 6288,22 TL nin kaza tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... den alınarak davacıya verilmesine, Davalı ... aleyhine açılan davanın reddine” şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.