17. Hukuk Dairesi 2014/19777 E. , 2017/3536 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞTİRİLEN DAVA
MAHKEMESİ : ... .... Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin verilen hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili; ....06.2006 tarihinde, davalıların kullanımındaki binada bulunan pis su borusunun geri basmasından kaynaklanan dahili su akıntısı sebebiyle, davacının sigortaladığı aynı adresteki iş yerinin hasar gördüğünü, ekspertiz raporuyla saptanan ....474,... TL"nin ....08.2006 tarihinde sigortalıya ödenip haklarına halef olunduğunu, davalıların kusurları nedeniyle ödenen hasar tazminatından sorumlu olduklarını belirterek, ödenen ....474,... TL. hasar tazminatının, ödeme tarihi olan ....08.2006"dan işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan arsa payları oranında tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada, davacı vekili; asıl davaya konu hasarın meydana geldiği binada davalıların da malik olduğunun saptandığını ve zarardan sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sigortalıya ödenen ....747,... TL"nin arsa payı oranında davalılara düşen kısmı 389,50 TL"nin, sigortalıya ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; hasarın ....06.2006 tarihinde oluştuğu, davacı ... şirketi tarafından ödemenin ....08.2006 tarihinde yapıldığı, davanın ....03.2009 tarihinde açılmış bulunduğu gözetildiğinde, davacının davalı tapu maliklerini tapu müdürlüğünden öğrenmesinin mümkün bulunduğu, buna göre ödeme tarihinden itibaren ... yıldan fazla zaman geçmiş olduğundan, asıl davanın zamanaşımı nedeniyle reddine; birleşen davanın davalısı, olaydan sonra taşınmaza malik olduğundan zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle, birleşen davanın reddine dair verilen hükmün, davacı vekili ve birkısım davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, .... Hukuk Dairesi"nin 2013/1685 Esas- 2013/18773 Karar sayılı ve ........2013 tarihli ilamıyla "mahkemece ödeme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı dolduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı ... şirketi ile davalılar arasında ... ilişkisi olmadığından, ... ilişkisine uygulanan ve TTK"nın 1268. maddesinde düzenlenen iki yıllık zamanaşımı süresinin bu davada uygulanmasının mümkün olmadığı, sigortacının halefi olduğu sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkiye uygulanacak zamanaşımı süresi ne kadar ise, işbu davada bu zamanaşımının uygulanacağı, rücuen tazminat talebine konu olaya uygulanacak zamanaşımının, mülga 818 sayılı BK"nın
60. maddesinde düzenlenen haksız fiillere ilişkin zamanaşımı olduğu, buna göre zamanaşımı süresinin haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren bir yıl olduğu, davacı vekili davalılar hakkında ... takibi yaptıklarını ve zamanaşımının kesildiğini işbu davayı da süresi içerisinde açtıklarını iddia ettiğinden, ilgili ... takip dosyasının getirtilerek mülga 818 sayılı BK’nın 133. maddesi uyarınca zamanaşımının kesilip kesilmediği, davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerektiği halde, davanın zamanaşımından reddinin doğru olmadığı, davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının yerinde olduğu" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan ... takibindeki son işlem tarihinden itibaren ... yıl geçmeden davanın açıldığı, zamanaşımının oluşmadığı, alınan kök ve ek bilirkişi raporları ile, davacı sigortalısının kullanımında bulunan bodrum kattaki ürünlerde oluşan hasarın, tabandan taşma nedeniyle oluşmasının teknik olarak mümkün olmadığının saptandığı, birleşen dava davalısı ile birkısım davalılar, taşınmazda hasar tarihinden sonra malik olduklarından zarardan sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri ... poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarara sebep olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, işyeri ... poliçesi gereği sigortalısına hasar bedeli ödemiş, TTK"nun 1301. maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olarak davalılara karşı eldeki davayı açmış; rücusunu da bina malikinin sorumluluğu ve haksız fiil sorumluluğuna dayandırmıştır.
Mahkeme tarafından mahallinde keşif yapılmış, konusunda uzman bilirkişilerden, davalıların maliki oldukları binaya ait su boruları da incelenerek olayın oluş biçimi ve davalıların sorumlulukları konusunda rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin, ....06.2010 tarihli kök raporu ile 08.05.2012 tarihli ek raporlarında; bina ortak pis su hattına ait pimaş boruların, sigortalıya ait işyerinin tavanından geçtiği, bu boruların su damlatması nedeniyle daha önce değişimlerinin yapıldığı; ancak boruların hiçbir önlem alınmadan sadece metal telle tavana tutturulduğu, aşırı yüklenme ve tıkanma nedeniyle bu tellerin kopması sonucu,
boruların ayrılıp sigortalı yeri pis suyun basması suretiyle hasarın oluştuğu; davacı sigortalısının bildirdiği gibi tabandan taşma şeklinde hasarın oluşmasının teknik olarak mümkün olmadığı; ancak, tavandan geçen boruların patlaması sonucu akan pis sular nedeniyle hasarın oluşabileceği ve tüm davalıların zarardan sorumlu olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Alınan bu raporlarla, davalıların sorumluluğuna yol açan sebep (olay) ile zararın belirlendiği; ancak mahkeme tarafından, davacının sigortalısının tabandan taşma şeklinde pis suların geri tepmesinden kaynaklı hasar oluştuğunun iddia edildiği, alınan raporla iddia edilen şekilde hasarın oluşmasının teknik olarak mümkün olmadığının saptandığı gerekçesiyle, davalıların zarardan sorumlu olmadıklarına hükmedilmiştir.
Hasar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nun 58. maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bina malikinin illiyet bağını kesen belirli hallerde zarardan sorumluluğunun ortadan kalkacağı izahtan uzaktır. Bu durum karşısında; alınan kök ve ek bilirkişi raporlarıyla, davalıların maliki oldukları binanın ortak pis su hattına ait boruların montajı ve sabitlenmesindeki eksiklik nedeniyle hasarın oluştuğunun saptandığı, hasarın meydana gelmesinde davacının sigortalısı için müterafik kusur tespiti de yapılmadığı, bina maliki olan davalıların zarardan kusursuz sorumluluğu bulunduğu hususları gözetilerek; davacı tarafından sigortalanan işyerinde hasar gören emtianın vasfına göre, konusunda uzman bilirkişiden, zarar miktarının belirlenmesi konusunda rapor alınmak suretiyle; kök ve ek rapordaki tespitler gereği hasar tarihinde binada malik olan davalıların zarardan sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken; bilirkişi raporlarının yanlış yorumlanması suretiyle ve hatalı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.