Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4512
Karar No: 2019/19610
Karar Tarihi: 12.12.2019

a ilişkin olarak; - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/4512 Esas 2019/19610 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2019/4512 E.  ,  2019/19610 K.

    "İçtihat Metni"




    Birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-c, 125/1, 125/4, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay 18 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 51. maddesi gereğince cezaların ertelenmesine ve sanığın 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair, Abana (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 15/07/2008 tarihli ve 2006/4 esas, 2008/26 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 24/05/2019 gün ve 94660652-105-37-7307-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/06/2019 gün ve 2019/59843 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:

    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının maddî hukuk açısından sanığın aleyhine herhangi bir neticesinin bulunmadığı, 5 yıllık deneme süresi sonunda kasıtlı suç işlenilmemesi durumunda mahkûmiyet hükmünün tüm neticeleri ile birlikte ortadan kalkacağı, buna karşın birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçlarından erteli cezanın hükümlünün adli sicil kaydından çıkartılsa dahi arşiv kaydına alınacağı, arşiv kaydının ise 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 12/1-b maddesi uyarınca yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması halinde 15 yıl, bu koşul aramaksızın 30 yıl geçmesi ile tamamen silineceği, bu durumunda sanığın bir kısım hakların kullanılamaması sonucunu doğuracağı, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 14/10/2009 tarihli ve 2009/10189 esas 2009/12070 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, somut olayda birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçları nedeniyle oluşmuş maddî bir zarar bulunmaması ve sanığın sabıkası olmaması karşısında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının subjektif koşullarının gerçekleştiği, ayrıca sanık hakkında erteleme kararı verilirken “yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varıldığı” şeklinde gerekçeye yer verildiği cihetle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşulunun da gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık hakkında öncelikle daha lehe olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması tartışılmadan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun erteleme kurumuna göre sanığın daha lehine olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-c, 125/1, 125/4, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay 18 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 51. maddesi gereğince cezaların ertelenmesine ve sanığın 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair, Abana (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 15/07/2008 tarihli ve 2006/4 esas, 2008/26 sayılı kararının, Dosya kapsamına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının maddî hukuk açısından sanığın aleyhine herhangi bir neticesinin bulunmadığı, 5 yıllık deneme süresi sonunda kasıtlı suç işlenilmemesi durumunda mahkûmiyet hükmünün tüm neticeleri ile birlikte ortadan kalkacağı, buna karşın birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçlarından erteli cezanın hükümlünün adli sicil kaydından çıkartılsa dahi arşiv kaydına alınacağı, arşiv kaydının ise 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 12/1-b maddesi uyarınca yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması halinde 15 yıl, bu koşul aramaksızın 30 yıl geçmesi ile tamamen silineceği, bu durumunda sanığın bir kısım hakların kullanılamaması sonucunu doğuracağı, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 14/10/2009 tarihli ve 2009/10189 esas 2009/12070 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, somut olayda birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçları nedeniyle oluşmuş maddî bir zarar bulunmaması ve sanığın sabıkası olmaması karşısında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının subjektif koşullarının gerçekleştiği, ayrıca sanık hakkında erteleme kararı verilirken “yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varıldığı” şeklinde gerekçeye yer verildiği cihetle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşulunun da gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık hakkında öncelikle daha lehe olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması tartışılmadan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun erteleme kurumuna göre sanığın daha lehine olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun tartışılmasının gerekip gerekmediğine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına,
    25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a-Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2)Sanığa ilişkin olarak;
    a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
    e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması için, yargılamanın herhangi bir sujesinin talepte bulunması şart değildir. Maddede öngörülen şartların oluşup oluşmadığı ve bu hükmün uygulanıp uygulanmayacağı hakim tarafından her olayda re"sen değerlendirilip takdir edilmeli ve denetime imkan verecek biçimde kararda gösterilmelidir.

    İncelenen dosyada; sanık ... hakkında, 06.08.2005 tarihli tehdit ve hakaret eylemleri nedeniyle, TCK"nın 106/2-c, 125/1-4. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle 23.01.2006 tarihinde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda sanığın, Abana (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 15/07/2008 tarihli ve 2006/4 esas, 2008/26 sayılı kararıyla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-c, 125/1, 125/4, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay 18 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 51. maddesi gereğince cezaların ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde, suç tarihi itibariyle geçmiş hükümlülüğünün bulunmadığı, kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun ise tartışılmadığı anlaşılmıştır.

    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma şartlarından birisi, sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkum edilmemiş olmasıdır. Sanık ..."ın adli sicil kaydında, suç tarihi itibariyle geçmiş hükümlülüğünün bulunmadığı görülmektedir.
    Yine, sanığın işlediği kabul edilen tehdit ve hakaret suçları nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut maddi bir zarar bulunmamakta, manevi zarar ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Sanığın işlediği kabul edilen suçların, niteliği ve hükmolunan cezaların süresi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında bulunması, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları nazara alınarak hakkında takdiri indirim uygulanması, yine sabıkasız oluşu ve bir daha suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaate varılarak hükmolunan hapis cezalarının ertelenmesi karşısında, CMK"nın 231/6. maddesi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, bu hususun tartışmasız bırakılması yasaya aykırıdır.

    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, Abana (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 15/07/2008 tarihli ve 2006/4 esas, 2008/26 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 12/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi