17. Hukuk Dairesi 2014/20071 E. , 2017/3528 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının sorumluluğunda bulunan ana şebekeye ait su borusunun patlaması sonucu, borunun geçtiği sokakta bulunan sigortalı işyerini su bastığını, eksper tarafından belirlenen 10.077,19 TL"lik hasar bedelini sigortalıya ödeyip haklarına halef olduklarını, davalının sigortalı işyerinde meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sigortalıya ödenen 10.077,19 TL"nin, ödeme tarihi olan 07.10.2011"den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddiasının hizmet kusuruna dayanması nedeniyle, davada idari yargının görevli olduğunu, davacı sigortalısına ait işyerinde hasar meydana gelmesinde idarelerinin kusuru bulunmadığını, boru patlamasının bildirilmesi üzerine hemen hat vanasının kapatılıp borudaki kırığın onarıldığını, sigortalı yerde oluşan hasar ile olay arasında illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı tarafından sigortalanan işyerinin iskan ruhsatı bulunmadığı, projesinde konut olarak yer aldığı, bodrum katta bulunan ve kaldırımdan merdivenle iniş yapılan yer olduğu, işyerinin aşırı yağışlardaki suyu tahliyeye yönelik sisteminin dahi bulunmadığı, suların işyerine girmesini önleyici hiçbir sistem bulunmayışının sigortalının ağır kusuru mahiyetinde olduğu ve davalının sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının kesildiği, davalının zarardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri ... poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacının rücu alacağının doğmasına ilişkin su basması olayının gerçekleştiği mahalde, konusunda uzman bilirkişi heyeti refakatiyle keşif yapılmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 11.05.2013 tarihli raporda; davalı ..."nin, sorumluluğundaki boruların periyodik bakımı ve yenilenmesi konusundaki eksikliği nedeniyle olayda % 50 oranında kusurlu olduğu; davacının sigortaladığı işyerinin, giriş kotunun düşük oluşu nedeniyle suların işyerine dolduğu ve sigortalının da olayda % 50 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Bu rapora, davalı tarafın itirazı ve mahkeme tarafından raporun yerinde bulunmayışı nedeniyle alınan 13.11.2013 tarihli ek raporda da; sigortalı işyerine inişi sağlayan merdivenin kaldırım ile bitişik oluşu, bu kısımda herhangi bir yükseltme çalışmasının yapılmayışı, merdiven inişinde yer alan kısımda hiçbir gider hattı bulunmayışı hususlarının hasarın oluşumuna kısmen etkili olduğu, kusur oranlarına ilişkin olarak kök rapordaki görüşlerinin değişmediği bildirilmiştir.
Olaya müdahale eden görevli itfaiye personeli tarafından düzenlenen raporda, davalı ..."ye ait olup patlayan ana su borusu nedeniyle taşan suların, davacı tarafından sigortalanan yer dışında dört ayrı yerde daha su basmasına sebep olduğu, sigortalı işyerinden 10 ton su tahliye edildiği tespitleri yapılmıştır.
818 sayılı BK"nun 58. maddesinde düzenlenen yapı eseri malikinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, yapı eseri malikinin illiyet bağını kesen belirli hallerde zarardan sorumluluğunun ortadan kalkacağı izahtan uzaktır. İtfaiye raporuyla saptanan olayın oluş biçimi ve yoğunluğu çok fazla olan su basması olayı karşısında, davacı sigortalısının işyerinin girişinde su gideri hattı bulunmayışının illiyet bağını ortadan kaldıracak boyutta bir kusur olmadığı, alınan kök ve ek rapor ile bu durumun saptandığı, anılan bilirkişi raporlarındaki davacı sigortalısı için tespit olunan müterafik kusur oranının somut olaya uygun olduğu; yapı eseri maliki olan davalının,
zarardan kusursuz sorumluluğu bulunduğu, ancak sigortalı için belirlenen müterafik kusur nedeniyle tazminatta indirim yapılması gerektiği hususları gözetilerek; kök ve ek rapordaki tespitler doğrultusunda oluşan sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.