20. Hukuk Dairesi 2015/14961 E. , 2016/4507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ...tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ...yörede 1998 tarihinde yapılan ve 29/08/2006 ilân edilen orman kadastrosu sırasında 189 ilâ 193 OS hattının sol tarafında kalan taşınmazın orman sınırları içerisinde olduğu halde orman sınırları dışarısında bırakıldığı, işlemin iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle ... adına tescilini talep etmiş, yörede 2007 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise davaya konu yer hakkında 129 ada 42, 44, 49, 50 ve 51, 134 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel numarası verilerek ve kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılıp kadastro tespit tutanağı düzenlenerek 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince mahkemeye gönderilmiş, zilyedleri davaya dahil edilerek davaya devam edilmiş ve mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 129 ada 42 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak davanın reddine, tespit malikleri adına tespit gibi tarla vasfıyla kayıt ve tesciline, 129 ada 44, 49 ve 50 sayılı parseller ile 134 ada 1, 2 ve 4 sayılı parsellerin kadastro tespitlerinin iptaline, 29.01.2008 tarihli raporda ""O"" harfi ile gösterilen kısımlarının, 129 ada 51 parsel sayılı taşınmazın (O1) ve (O2) ile gösterilen kısımlarının orman vasfıyla ... adına, geriye kalan (T) harfiyle gösterilen kısımlarının ise, tespit malikleri adına tespit gibi tarla vasfıyla tesciline, 134 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı ...ve davalı ... tarafından 129 ada 42 sayılı parselin tamamı ile 129 ada 44, 49, 50 ve 51, 134 ada 1, 2 ve 4 parsellerin (T) harfli bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/05/2011 tarih ve .../... E. - ... K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Çekişmeli taşınmazların temyize konu bölümlerinin uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek davanın kısmen kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı ... ...nin 27.02.2007 tarihinde .... Kadastro Mahkemesine açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının devamı sırasında 17/08/2007 tarihinde bölgede yapılmaya başlanan genel arazi kadastrosunda davaya konu yer hakkında 129 ada 42, 44, 49, 50 ve 51, 134 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel numarası verilerek ve kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılıp kadastro tespit tutanağı düzenlenerek 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince mahkemeye gönderilmiştir. 3402 sayılı Kadostro Kanununun 30/2. maddesi uyarınca kadastro tutanağında malik hanesi boş bırakılan taşınmazların maliki, kadastro mahkemesince re"sen yapılacak araştırma sonucunda belirlenmesi gerekmekte olup çekişmeli taşınmazların temyize konu bölümleri yönünden davaya dahil edilen zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi zorunludur. Mahkemece böyle bir araştırma yapılmadığı gibi bundan ayrı, hükme dayanak alınan ziraat bilirkişi raporunda ise çekişmeli taşınmazlar ayrı ayrı değerlendirilip nitelikleri, bitki örtüsü ve toprak yapısı ile ilgili ayrıntılı rapor düzenlenmemiş olması nedeniyle hükme yeterli değildir.
Eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, öncelikle ... davaya dahil edilip husumet yaygınlaştırılarak yeniden yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, çekişmeli taşınmazların temyize konu bölümlerinin zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsel tutanakları ve dayanağı kayıtları getirtilip uygulanmalı, mahalli bilirkişi ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; çekişmeli taşınmazların temyize konu bölümlerinin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, % 30 meyilli olan davalı yerde bu kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; davalıların belgesiz zilyetlik yoluyla kazandıkları toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmazlar dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtıkları bir başka tescil davasının/davalarının bulunup bulunmadığı yazı işleri müdürlüklerinden sorulup tespit edilmeli; tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine, dava konusu ... köyü, 129 ada 42 parsel sayılı taşınmazın tamamı, 129 ada 44, 49, 50 ve 51 parseller ile 134 ada 1, 2 ve 4 sayılı parsellerin 29.01.2008 tarihli orman ve fen bilirkişileri raporlarında (O) harfi ile gösterilen kısımların ifrazından sonra geriye kalan (T) harfli kısımlarının tespit malikleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ...tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazlardan 129 ada 42 sayılı parselin tamamının, 129 ada 44, 49, 50 ve 51, 134 ada 1, 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların 29.01.2008 tarihli bilirkişi raporunda (T) harfi ile gösterilen kısımlarının orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılarak, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmazlardan, 129 ada 44, 49 ve 50, 134 ada 1, 2 ve 4 sayılı parsellerin, 29.01.2008 tarihli bilirkişi raporunda (O) harfi ile, 129 ada 51 parsel sayılı taşınmazın (O1) ve (O2) ile gösterilen kısımları ve 134 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının, Kavak Kadastro Mahkemesinin, 2007/61 Esas-2010/18 sayılı kararı ile orman vasfıyla tescillerine kararı verildiği, orman vasfıyla tesciline karar verilen kısımlar yönünden temyiz olmadığından, taşınmazların bu kısımları için kurulan hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği belirtilmeksizin hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükme bir numaralı bent olarak; “1- Dava konusu taşınmazlardan 134 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamı, 129 ada 44, 45 ve 50, 134 ada 1, 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların 29.01.2008 tarihli bilirkişi raporunda (O) harfi ile gösterilen, 129 ada 51 parsel sayılı taşınmazın ise aynı raporda (O1) ve (O2) ile gösterilen kısımlarının Kavak Kadastro Mahkemesinin 2007/61 E. - 2010/18 K. sayılı kararı ile orman vasfıyla tescillerine karar verildiği ve bu kısımların temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşıldığından, parsellerin bu kısımları ile ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılması, sonraki bent numaralarının da sırasına göre artırılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 14/04/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.