19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2672 Karar No: 2014/5352 Karar Tarihi: 19.03.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/2672 Esas 2014/5352 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka, davalı tarafından teminat gösterilen taşınmaz üzerindeki ipoteği kullanarak borcun tahsil edilmesi için ilamsız icra takibi gerçekleştirmiş ancak davalı tarafından itiraz edilmiştir. Davalı vekili ise icra takibinin usule uygun olmadığını ve davayı reddetmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını belirtmiş ve itirazın reddine karar vermiştir. Ancak davacı yararına verilen vekalet ücretinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi ile 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uygulanmıştır.
19. Hukuk Dairesi 2014/2672 E. , 2014/5352 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu ... Hazır Yemek Üretim Hizm. Ltd Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının anılan dava dışı asıl borçlu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiği gibi aynı zamanda ipotek limiti kadar müteselsil kefil olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine hesabın kat edilerek noter kanalıyla borçlulara ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu yer ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ipotek akit senedinin geçerli olmadığını, ipoteğin kurulu olduğu taşınmazın aile konutu olduğunu, ipoteğin iptali için dava açıldığını, borcun ödendiğini, faiz talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı yanca alınan ihtiyati haciz kararının takipten sonra uygulandığı, ilamsız icra takibinin süresi içinde yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinin yetkili olduğunun kabul edilemeyeceği, ipotek resmi senedinde yetkiye ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda yetkili icra dairesinin davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesi olduğu, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gerekçesiyle itirazın iptali davasının ön koşulu bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm taraflar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre ve özellikle ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davasının haciz kararı veren mahkemede de ikame olunur şeklindeki 1086 Sayılı HUMK"nun 12 madde hükmüne 6100 Sayılı HMK"da yer verilmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin temyizi vekalet ücretine yöneliktir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken davacı yararına vekalet ücreti takdiri doğru değilse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. madde yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının dördüncü bendindeki 3. satırında “...1.320,00 TL ücreti vekaletin ” rakam ve yazılarından sonra gelen “...davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” sözcüklerinin karardan çıkartılmasına, yerine “...davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.