19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2613 Karar No: 2014/5346 Karar Tarihi: 19.03.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/2613 Esas 2014/5346 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı M.Ö. tarafından bonoya dayalı olarak icra takibi yapılmıştır. İcra takibine konu bono üzerinde tahrifat yapıldığı iddia edilerek, menfi tespit davası açılmıştır. Mahkeme, yapılan incelemeler sonucunda bonoda tahrifat bulgusuna rastlanılmadığını belirterek davayı reddetmiştir. Ancak temyiz incelemesi sonucunda, icra mahkemesi ve cumhuriyet başsavcılığı tarafından alınan bilirkişi raporlarının delil olarak kabul edilemeyeceği, geniş yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan menfi tespit davasında senet üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği kararına varılmış, hüküm davacı yararına bozulmuştur. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 722, İcra ve İflas Kanunu madde 13.
19. Hukuk Dairesi 2014/2613 E. , 2014/5346 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/02/2013 NUMARASI : 2010/496-2013/49
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalılardan M.. Ö.. tarafından bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bononun 26.09.2008 tanzim ve 12.11.2008 vade tarihli 325.000 YTL bedelli olup, üzerinde eski tarihli damga pulunun mevcut olduğunu, bononun rakam ile değer gösteren bölümünün son kısmındaki iki adet (00) rakamı ile yazı ve rakamla değer gösteren bölümlerdeki YTL harflerinin baş tarafındaki (Y) harflerinin bulundukları yere sonradan ilave edilmiş olduklarını, bono altındaki pulun eskiliği de nazara alındığında “TL” olarak düzenlenen bononun belirlenen ilaveler ile “YTL” şekline getirildiğini, müvekkilinin bono lehtarı davalı A.. K.. ile hukuki ilişkisinin bulunmadığını, bononun bedelsiz olduğunu, davalıların birlikte müvekkili aleyhine hareket ettiklerini ileri sürerek dava konusu bonodan dolayı tahrifattan önceki eski TL olarak “325.000 TL” yani bugünkü değerle 0,325 YTL borçlu olduğunun kabulü ile 324.999,675 YTL için borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı M.. Ö.. vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin takibe konu bonoyu ciro ile devir aldığını, iyi niyetli hamil olduğunu, davacının iddiasını yazılı delilerle ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı A.. K.., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan deliler doğrultusunda, ceza soruşturma dosyasında ve gerekse İcra Hukuk Mahkemesinde alınan bilirkişi raporlarına göre dava konusu bonoda tahrifat bulgusuna rastlanılmadığının tespit edildiği, davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine ve davacı aleyhine hükmedilen %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Mahkemece, senette tahrifat olduğu iddia edildiği halde, Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/1259 Esas sayılı dava dosyasında ve Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/77306 sayılı hazırlık soruşturmasında alınan bilirkişi raporlarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi dar yetkilidir ve icra mahkemesince verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu mahkemede yapılan bilirkişi incelemesi genel yetkili mahkemede kesin delil olarak kabul edilemeyeceği gibi hazırlık soruşturmasında alınan bilirkişi raporuna da dayanılarak karar verilemez. Bu durumda Geniş yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan menfi tespit davasında senet üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.