17. Hukuk Dairesi 2014/19136 E. , 2017/3518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş. Vekili, davalı ... ... Türk ... Şirketi vekili, davalı ... .... Otom. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü, trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu/kardeşi yaya ... çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı anne babanın ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketleri sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, davacı ... ve ... için 2.500,00"er TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 3.000,00 TL. cenaze gderi, desteğin hastanede yattığı dönemde yapılan zorunlu yol masrafları ile ... tarafından ödenmeyen ilaç masrafı karşılığının, ayrıca bu davacılar için 30.000,00"er TL. manevi tazminatın, diğer davacılar için 10.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 9.636,38 TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... Otom. Ltd. Şti, ... ... ve ... poliçesi limitiyle sınırlı olmak koşuluyla davalı ...den, ... poliçesi limitinin aşılması durumunda sorumlu olmak kaydı ile davalı ...den ortaklaşa ve dayanışmalı olarak alınıp davacılar ... ve ...’a verilmesine; hükmedilen alacağa davalılar ... Otom. Ltd. Şti. ile ... ... yönünden kaza tarihinden itibaren, ... şirketi davalılar için dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına; davacı ... ve ... için 6.300,00"er TL. ile diğer davacılar için 1.575,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... Otom. Ltd. Şti. ve ... ..."dan dayanışmalı olarak tahsiline; davacıların ölenin yoğun bakım ünitesindeki tedavi süresince hastanede beklerken yapmış olduğu yeme içme ve gidiş geliş gibi belgelenemeyen giderleri için 763,14 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... Otom. Ltd. Şti. ve ... ..."dan dayanışmalı olarak alınıp davacı ... ve ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ... Otom. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... ... vekili, davalı ... ... Türk ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
10.04.1992 Gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının ya da hükmün gerekçe kısmında yer alan hususların, hüküm kısmıyla ilgisinin bulunmamasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki ya da gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nın 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nın 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 28.03.2014 tarihli kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları birbiriyle uyumlu olup, bu yönden mahkeme kararında herhangi bir çelişki bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkeme tarafından gerekçeli kararın yazımı sırasında, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ile kararın gerekçesine ilişkin kısımda, başka bir dava dosyasına ait bilgilere yer verildiği görülmektedir. Böylelikle, hükmedilen hususların dayanağına yer verilmeyen ve gerekçesi bulunmayan bir hükmün ortaya çıkmasına yol açılmıştır.
Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca hükmün gerekçesinin yer aldığı bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre; davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ... Otom. Ltd. Şti. ve ... ... vekili, davalı ... ... Türk ... Şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ... Otom. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... ... vekili, davalı ... ... Türk ... Şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... AŞ, ... Otom. İnş. San. Tic. Ltd. Şti, ... ..., ... ... Türk ... AŞ"ye geri verilmesine 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.