20. Hukuk Dairesi 2015/8134 E. , 2016/4490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında davaya konu ... köyü, 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı ..., kadastro mahkemesine sunduğu 3/8/2009 havale tarihli dava dilekçesi ile 123 ada 3 sayılı parselin devamı olan taşınmazının 102 adanın da orman olarak tespit edildiğini ileri sürerek, 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile adına tapuya tescili talebinde bulunmuştur.
Yargılama sırasında, ..., .vekili Av. ... 26/09/2012 ve 16/09/2013 tarihli harçlı dilekçesi ile müvekkillerinin zilyet ve tasarrufu altında bulunan bir kısım tapulu taşınmazlarının 102 ada 1 orman parseli içinde bırakıldığını, ileri sürerek, davaya katılma talebinde bulunmuş, mahkemece bu kişilerin asli müdahil olarak davaya katılmalarına karar verildikten sonra, kadastro mahkemesince davanın 102 ada 1 sayılı parselin askı ilânından sonra açıldığı gerekçesiyle davacı ve müdahil davacıların davalarının görev yönünden reddine karar verilerek, dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucu ise davacı ..."in açmış olduğu davanın reddine, aslî müdahillerin davasının kabulüne, 102 ada 1 sayılı parselin 15/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 11173,67 m²"lik alanın tapusunun iptali ile ... ve ... adlarına eşit hisseler oranında, (B) harfi ile gösterilen 3140,43 m²"lik alanın tapusunun iptali ile ... ve .... adlarına eşit hisseler oranında (C) harfi ile gösterilen 2482,95 m² alan ve (D) harfi ile gösterilen 4919,39 m²"lik alanın tapusunun iptali ile ... adına, (E) harfi ile gösterilen 3744,71 m²"lik alanın tapusunun iptali ile ... adına, 102 ada 1 sayılı parselin 25/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2082,497 m²"lik alanın tapusunun iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastro çalışması bulunmamaktadır.
Mahkemece, 15/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D) ve (E), 25/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda da (A) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmazların ziraat ve orman bilirkişi raporuna göre orman sayılmayan yerlerden oldukları ve uzun yıllardan beri asli müdahilller tarafından tarımsal amaçlı kullanıldıkları gerekçesiyle davanın kabulü ile bu kısımların tapusunun iptali ile asli müdahiller adına tapuda kayıt ve tesciline karar vermişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, toplanan deliller, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların tamamen 4 yönden 102
ada 1 orman parseli ile çevrili olduklarından, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmemiş ayrıca, bir kısım aslî müdahillerin tapu kaydına dayandıkları anlaşılmakla dayanak tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri getirtilmemiş ve usûlüne uygun uygulanmamış ve bu taşınmazlar eski tarihli resmî belgelerde orman değilse tapulu yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık sayılmayacağı da düşünülmemiştir.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun madde: 17/1-2 Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 sayılı Kanun ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
Kısaca, orman içi açıklıklar 6831 sayılı Kanunun 17/1-2. maddesi karşısında öncesi orman olmasa bile, mülkiyet belgesi niteliğindeki geçerli bir tapu kaydı bulunmadıkça, zilyetlikle kazanılamaz.
Aslî müdahiller ... ve ..."ın dava konusu yaptığı 15/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi, ... ve Rıza Kahrıman"ın dava konusu yaptığı 15/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen alan ve aslî müdahil ..."ın dava konusu yaptığı 25/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfli gösterilen alan için zilyetliğe dayandıkları ve bu taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde bulundukları anlaşılmakla, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak bulunmadığından, mahkemece bu müdahillerin davasının tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davalarının kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Aslî müdahil ..."ın dava konusu yaptığı (C) ve (D) harfleri ile gösterilen yerler ile, ..."ın dava konusu yaptığı (E) harfi ile gösterilen yerler yönünden ise bu kişilerin tapu kayıtlarına dayandıkları anlaşıldığından, bu durumda mahkemece ..."ın dayandığı Mayıs 1970 tarih, Cilt 30, Sahife 119, Sıra 28 ve Sahife 120 sıra 32 nolu tapu kayıtları ile Osman Satılmışın dayandığı 1962 tarih Cilt 5, Sahife 3-67 sıra 12 nolu tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile mahallinden, mahallinde bulunamıyorsa Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilerek, dayanak tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediği revizyon görmüşse revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilmeli; bundan sonra önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşacak iki kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, taşınmaz eski tarihli resmî belgelerde orman değilse tapulu yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı sayılmayacağı düşünülmeli, bu itibarla dayanak tapu kayıtları yöntemince zemine uygulanıp, sınırlar tek tek yerel bilirkişilerden sorulmalı, fen elemanı marifetiyle tapu kayıtları mahalline uygulanarak, dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları belirlenerek, tapu kayıtlarının kapsamı harita üzerinde gösterilmeli, dayanak tapu kayıtları dava konusu taşınmazlara uyuyor ise, tapulu yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık sayılmayacağından bu yerelere ilişkin davanın kabulüne, tapu kayıtları dava konusu taşınmazlara uymuyorsa, orman içi açıklıkların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Mahkemece değinilen yönler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile aslî müdahillerin davasının kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.