8. Ceza Dairesi Esas No: 2019/13954 Karar No: 2020/14804 Karar Tarihi: 01.07.2020
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/13954 Esas 2020/14804 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık hakkında başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçlamasıyla yapılan yargılama sonucunda, suçun unsurlarının oluşmadığına ve sanığın sadece kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğuna hükmetmiştir. Bu nedenle, sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın gerekçesi ise şöyledir: Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bu durumun gerçekleşmediği ve sanığın eyleminin sadece kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 268/1. maddesi - Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu, 206. maddesi - Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi - Kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma kabahati.
8. Ceza Dairesi 2019/13954 E. , 2020/14804 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayın, hakkında yakalama emri çıkarılan sanığın, kolluk kuvvetlerince yapılan kimlik kontrolü esnasında hakkındaki yakalama kararının yerine getirilmesini ve işlem yapılmasını engellemek amacıyla kendisini ..."un kimlik bilgileriyle tanıtması ve kimlik bilgilerini kullandığı mağdur hakkında yakalama emri bulunduğunu öğrenmesi üzerine gerçek kimlik bilgilerini açıklaması şeklinde gerçekleştiği, sanık hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğunun gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre aynı Yasanın 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 24.02.2014 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK.nın 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 01.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.