Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/6857 Esas 2016/4477 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6857
Karar No: 2016/4477
Karar Tarihi: 13.04.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/6857 Esas 2016/4477 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/6857 E.  ,  2016/4477 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacılar vekili; müvekillerinin ... köyü 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazda hisse sahibi olduklarını, dava konusu 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 26.9.2006 tarihli işlem ile şerhi konulduğunu tesadüfen öğrendiklerini, taşınmazın ormanla bir ilgisi olmadığını belirterek, kadastro mahkemesinde açtığı davada sınırlamasına itiraz ile taşınmazda bulunan şerhinin kaldırılmasını talep etmiş, yargılama sırasında kadastro mahkemesi davanın askı ilân süresinden sonra açılmış olması nedeniyle görevsizlik kararı ile dosyanın genel yetkili mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.
Birleştirilen ... sayılı dosyada ise; yine davacılar vekili, aynı taşınmazda pay sahibi olduklarını ileri sürdüğü diğer davacılar açısından aynı taleple dava açmış, davaların birleştirilmesi sonucu temyize konu dosyada, mahkemece; davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ...nin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/10/2013 gün ve ... sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Mahkemenin, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince, kadastrosunun ilân edildiği tarih ile dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğine yönelik kararı yerinde ise de mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 20.08.1996 tarihinde 6 ay süre ile ilân edilerek kesinleşen kadastrosu ve 2/B çalışması bulunmakta olup, mahkemece dava konusu taşınmaz başında keşif yapılmamış, bilirkişilerden dava konusu taşınmazın kesinleşen kadastrosu ve 2/B uygulamasına göre konumunu belirtir rapor almamış, taşınmazın kesinleşen tahdit hattı dışında kalan taşınmazlardan olduğunun saptanması durumunda taşınmaza konulan şerhin hataen yazılmış olduğu ve davacıların herhangi bir süreye bağlı olmadan yanlış yazılan bu şerhin silinmesini isteyebilecekleri hususu düşünülmemiştir.
Ayrıca, davanın niteliğine göre ... davada taraf sıfatı bulunmakta olup, ... davaya dahili de sağlanmamıştır."hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu; taşınmazın sınırları içinde kaldığı, tahdidinin kesinleşmesinden dava tarihine kadar 10 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından esasa yönelik, davalı vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tahdidine itiraza ve çekişmeli taşınmazda bulunan şerhinin silinmesi istemine yöneliktir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 20.08.1996 tarihinde 6 ay süre ile ilân edilerek kesinleşen kadastrosu ve 2/B çalışması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu ve davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında ve davalı lehine 1.500.-TL vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine, ...den harç alınmasına yer olmadığına 13/04/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.