11. Hukuk Dairesi 2020/3631 E. , 2021/973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22.01.2019 tarih ve 2016/1259-2019/14 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ... vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."in davacının işyerinde 21.04.2013 - 25.10.2013 tarihleri arasında çalıştığını, davalı ..."un alacaklı olduğu icra dosyasından davacıya İİK’nın 355. maddesine istinaden düzenlenmiş maaş haciz müzekkeresi gönderildiğini, daha sonra davacıya İİK’nın 89. maddesine göre 1, 2 ve 3. haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacının ihbarnamelere kusuru olmadan itiraz etmemesi sonucu icra dosyasında borçlu haline geldiğini, banka hesabına haciz konularak tahsilat yapıldığını, davalıların kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davacıdan tahsil edilen 4.686,00 TL"nin 31.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, diğer davalının 2012 yılının mayıs ayından itibaren davacının işyerinde çalıştığını, davacıya gönderilen maaş haciz müzekkeresinin 31.08.2012 tarihinde tebliğ alınmasına karşılık müzekkerenin gereğinin davacı tarafından yerine getirilmediğini, diğer davalının davacının işyerinde çalıştığının tespiti üzerine davacıya yeniden maaş haciz müzekkeresi gönderildiğini, diğer taraftan davacının haciz ihbarnamelerine itirazda bulunmadığını, borç zimmetinde sayılan davacının haciz ihbarnamelerindeki tutardan sorumlu olduğunu, davalının kötüniyetli olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; İİK’nın 89/5. maddesinde TBK’nın 77. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine atıf yapıldığı, davanın TBK’nın 77. maddesinde düzenlenen süre içerisinde açıldığını, davada ispat yükünün davalıda olduğunu, davalının menfi tespit isteminde bulunan davacı ile asıl borçlu arasındaki alacak borç durumunu ortaya koyup kanıtlaması gerektiği, davalı tarafından ispat külfetinin yerine getirilmediği, davacının maaş haczi nedeniyle 1.906,49 TL"de sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 4.481,64 TL"nin 31.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 89/5. maddesine göre açılmış istirdat davasıdır. Üçüncü kişi kötüniyetli olan takip alacaklısına karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı meblağı geri alabilir. Burada üçüncü kişi, kötüniyetli takip alacaklısına karşı açtığı davanın hukuki sebebi TBK 49 ve devamında düzenlenen haksız fiil, takip borçlusuna karşı açılan davanın hukuki sebebi ise sebepsiz zenginleşmedir. Dolayısıyla somut olayda üçüncü kişi konumunda olan davacının, temyiz eden takip alacaklısı yönünden davacı üçüncü kişinin, takip borçlusuna borçlu olmadığını bilebilecek durumda olduğunu, üçüncü kişinin herhangi bir borcu olmadığını bilerek kötüniyetli olarak haciz ihbarnamelerini gönderdiği hususunu ispatlaması gerekirken, ispat yükünde yanılgıya düşülerek ve İİK’nın 89/5. maddesi hükmü yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 08.02.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
05.05.2008 tanzim, 15.04.2009 vade tarihli alacaklısı ..., borçlusu ... olan 3.200,00 TL bedelli bonoya dayalı, işlemiş faizi ile birlikte 4.662,70 TL"nin tahsili istemi ile davalı borçlu aleyhinde yapılan icra takibinde borçlunun davacı nezdinde doğan işçi ücretlerinden 1/4 kesinti yapılarak icra dosyasına gönderilmesi istemini havi, maaş haczine ilişkin 28.08.2012 tarihli müzekkere davacı işverene 31.08.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, Eylül-Ekim 2012 ayları için 470,26 TL işveren tarafından icra dosyasına ödenmiş, daha sonra tekrar 20.12.2012 ve 16.01.2013 tarihlerinde tekrar aynı nitelikte işverene haciz müzekkereleri yazılmıştır.
İşveren tarafından icra dosyasına başka ödeme yapılmaması nedeniyle İ.İ.K 83 ve 355 vd. hükümlerine tevessül edilmeden bu kez 03.07.2013, 22.07.2013 ve 16.08.2013 tarihlerinde 1,2 ve 3. haciz ihbarnameleri davacı işverene gönderilmiş, 3. haciz ihbarnamesinin kesinleşmesinden sonra davacı işverenin Garanti Bankasındaki hesabından 5.881,00 TL icra dosyasına aktarılmak suretiyle dosya borcu kapatılmıştır.
Davalı borçlunun, davacı yanında çalıştığı ve SGK tarafından bildirilen süreler dikkate alınmak suretiyle İ.İ.K 83 maddesi gereğince borçlu adına icra dosyasına yatırılması gereken tutar ve davacı işverenden fazla tahsilat miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış 18.04.2018 tarihli raporda davalı borçlunun çalıştığı süre itibariyle davacı işverenin icra dosyasına 1.436,23 TL daha göndermesi gerektiği, mütalaa edilmiştir.
Mahkemece, davacı işverenden fazladan tahsil edilen 4.481,64 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, davalının vaki temyizi üzerine karar sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
Dairenin (Kapatılan 19. H.D) istikrarlı kararlarında da kabul edildiği üzere, maaş ve ücret alacakları dışındaki diğer alacakların İ.İ.K 89. maddesi uyarınca haczi mümkün ise de maaş ve ücret haczi için İ.İ.K 83 ve 355. maddelerinde özel düzenlemeler bulunduğu için maaş ve ücret hacizlerinde İ.İ.K 89. maddesindeki prosedürün uygulanması mümkün değildir. İşçi alacakları yönünden 1/4"ünden fazlasının haczedilemeyeceği 4857 sayılı İş Yasası"nın 35. maddesi açık hükmü gereğidir.
Nitekim davalı alacaklı 20.12.2012 ve 16.01.2013 tarihlerinde davalı işçinin ücretinden 1/4 oranında icra dosyasına ödeme yapılması istemi ile davacı işverene müzekkereler göndermiştir.
Davalı alacaklının, işveren tarafından müzekkere gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle takip edeceği yasal yol İ.İ.K 83 ve 355 vd. hükümlerinde açıklanan prosedürdür.
Davalı alacaklının bu prosedürü takip etmeden alacağını davacı işverenden tahsil etmek üzere İ.İ.K 89 maddesi hükümlerinden yararlanması ve bu şekilde tüm alacağını tahsil etmesi davalı alacaklının kötü niyetini göstermektedir.
Davacı işverenden, 1.436,23 TL maaş haczi nedeniyle tahsilat yapılması gerekirken 4.481,64 TL daha fazla ve tüm dosya borcu kapatılmak suretiyle tahsilat yapılmış olup, davalı alacaklının kötü niyetinin isbatı için başka delil aramaya gerek bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme kararı usul ve Yasa"ya uygun bulunduğundan onanması yerine, yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.