12. Hukuk Dairesi 2020/6025 E. , 2020/8298 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda; takip konusu senedin alacaklı ile imzalanan 19.12.2011 tarihli kredi sözleşmesi için düzenlendiğini ve yapılan ödemelere rağmen takip başlatılmasının usulsüz olduğunu, taraflar arasında imzalanan taahhütname gereğince borçluya ödeme için süre verildiğini ileri sürerek borca itirazda bulunduğu, mahkemece, istemin reddi ile birlikte borçlu aleyhine tazminata hükmedildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesince borçlunun istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın ve alacaklının tazminat talebinin reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizce takip konusu bononun yabancı dilde düzenlenmiş olması nedeniyle belgenin düzenlendiği dili ve ülke hukukunu inceleyebilecek yeterlilikte bilirkişiye inceleme yaptırılarak uyuşmazlığa uygulanacak ülke hukukunun tespiti ile buna göre belgenin kambiyo vasfı ve alacaklının takip hakkı ile borçlunun sorumluluğu olup olmadığı hususlarının tespiti yönünde rapor aldırılarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce alınan bilirkişi raporu gereğince, senedin teminat senedi olduğu ve bu nedenle borçlunun sorumluluğu bulunmadığı belirtilerek borçlunun istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile borçlu hakkındaki takibin İİK’nun 169/a-5. maddesi gereğince durdurulmasına hükmedildiği, kararın taraflarca temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK"nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın, aynı Kanun"un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 13.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, yasal beş günlük itiraz süresi içerisinde 19.10.2015’te icra mahkemesine verdiği dilekçede; yapılan ödemelere ve mehil verilmesine rağmen takip başlatılmasının usulsüz olduğundan bahisle borca itiraz ettiği, ancak bu dilekçede teminat iddiasının bulunmadığı,
30.6.2016 tarihli duruşmada borçlu vekilinin senedin teminat senedi olduğunu ileri sürdüğü, bu tarihe göre ise teminat iddiasının yasal beş günlük süre içerisinde olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkeme’since, teminat iddiasına dayalı borca itiraz sürede olmadığından, bu gerekçeye dayalı olarak takibin durdurulması yerinde olmayıp, alacaklının 22.01.2020 tarihli beyan dilekçesinde yazılı, takip konusu borcun Bulgaristan’da yapılan takipte ödendiğine ilişkin tahsilat beyanı ile borçlunun yasal beş günlük sürede ileri sürdüğü ödeme ve mehil verildiğine ilişkin sair itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 25.6.2020 tarih ve 2019/2692 E. - 2020/1243 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazalarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 08/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.