12. Ceza Dairesi 2018/276 E. , 2018/9918 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1,62,52. maddeleri gereğince 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16.05.2017 tarihli ve 2017/165 esas, 2017/430 sayılı kararına yönelik itiraz üzerine, itirazın reddine ilişkin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2017 tarihli ve 2017/538 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya içeriğine göre;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2013/14-102 esas, 2014/128 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığı halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği ve bozma kararının aleyhe sonuç doğuracağı nazara alınarak yapılan incelemede, dosya kapsamına göre, sanığın işletmekte olduğu fırından ekmek alan katılanın, ekmeğin içinden çıkan cam parçalarından dolayı yaralandığının iddia edildiği somut olayda, sanığın üzerine atılı bulunan suçu işlediğine dair katılanın beyanından başkaca bir delilin olmadığı, katılanın da tüm aşamalarda vermiş olduğu beyanlarından özetle, olay günü bahse konu fırından aldığı ekmekten çıktan cam parçalarının kendisinin yaralanmasına sebebiyet verdiğinin düşündüğünü belirttiği, ancak bahse konu ekmeğin dilimlenmiş bir şekilde alınması, sanığın savunmasına göre bir seferde 400-500 adet ekmeğin aynı anda bir kazanda üretilmekte olduğunun belirtilmesi, başkaca bu şekilde bir olayın vuku bulmamış olması karşısında, katılanın soyut iddiası dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair hiçbir delilin de olmadığı anlaşılmakla beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
Kabule göre de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/4. maddesinde yer alan “Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” ve 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinde yer alan "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir." şeklindeki amir hükümler karşısında, sanık aleyhine olacak şekilde para cezasının takside bağlanmamış olması, bağlanmayacak ise bunun gerekçesi ve adli para cezasının ödenmemesi halinde karşılaşabileceği muhtemel durumun sanığa ihtar edilmemiş olması karşısında itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/12/2017 gün ve 94660652-105-06-10476-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/12/2010 tarihli ve 2010/4-210 esas, 2010/259 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Yasa yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlamak amacıyla, olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak Ceza Yargılaması Yasası’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiş olup bu denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Ancak, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır; her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir.
Tüm bu nedenlerle; sanığın yetkili müdür olarak görev yaptığı ekmek fırınından ekmek alan mağdurun yediği ekmeğin içerisinden çıkan cam parçalarını çiğnemesi nedeniyle ağzından yaralandığı iddia edilen olay ile ilgili yapılan yargılama sonucu sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itiraz üzerine itiraz merciinin verdiği itirazın reddi kararı hakkında, somut yasa yararına bozma isteminin CMK"nın 309. ve 310. maddesinde düzenlenen amaca uygun hukuka aykırılık niteliğinde bulunmaması nedeniyle,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2017 tarihli ve 2017/538 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 18.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.