5. Ceza Dairesi 2014/4395 E. , 2014/5995 K.- ÖZGÜ SUÇ
- EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA
- SUÇ VE CEZALARIN KANUNİLİĞİ İLKESİ
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN (5320) Madde 8
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 2
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 40
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 236
"İçtihat Metni"Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Edimin ifasına fesat karıştırma suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen H..A.." nın bu suçtan açılan kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı gibi usulsüz olarak verilen katılma kararı da hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceğinden temyiz talebinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE ve incelemenin sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Dosyada yer alan 11/06/2008 tarihli raporda "mahallinde yapılan inceleme neticesinde 1. maddede belirtilen taş duvar yapım işinde 6.453,65 TL fazla ödeme yapıldığı, ancak müdürlüğümüze intikal eden hesap ve dosyalarda bu işin hesabının yapılmadığı (kesin hesap fişinin olmadığı), yapılan ödemelerin hakediş raporuyla ödendiği, raporumuzda belirtilen fazla ödemenin kesin hesap yapılmasında dikkate alınarak kesilmesi gerektiğine" görüşüne yer verilmesine rağmen mahkemece suça konu teşkil eden Trabzon-Düzköy Alazlı köy yolu sanat yapısı taş duvar yapım işinin kesin kabulüyle kesin hesabının yapılıp yapılmadığının, fazla ödendiği belirtilen miktarın kesin hesap yapılması sırasında dikkate alınarak mahsuba tabi tutulup tutulmadığının araştırılmasından sonra görevi kötüye kullanma ve kamu görevlisinin belgede sahteciliği ile bu fiillere iştirak suçları üzerinde durularak sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
5237 sayılı TCK"nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve aynı Kanunun 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınmadan yüklenici olan sanık E.. B.."ın yazılı şekilde fail olarak cezalandırılması yoluna gidilmesi,
Suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesinde belirtilen hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık C.. A.. hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükedilmemesi,
Sanıkların eylemleri sabit görülerek mahkumiyetlerine karar verilmesine rağmen hükümde TCK"nın 236. maddesinin hangi fıkrasına aykırı davrandıkları hususuna yer verilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.