Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9198
Karar No: 2016/4449

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/9198 Esas 2016/4449 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/9198 E.  ,  2016/4449 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ Kadastro Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... ve davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı ..., 22/08/2011 havale tarihli dilekçesi ile; ... köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında; sınırlandırma ve tespiti yapılmış olan ormanlara ait cetvellerin kısmî ilâna çıkartıldığını, ... Köyü sınırları içinde bulunan, 101 ada 1 nolu orman parselinin bitişiğinde yer alan 101 ada 1 sayılı orman parseline ait orman sınır noktaları O.S.152-155 nolu noktalardan batı istikametinde kalan saha, orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırı dışında bırakıldığını iddia ederek, bu taşınmazın orman niteliğiyle ... adına tescilini istemiştir.
Arazi kadastrosu sırasında 271 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 992.00 m2 yüzölçümü ile vasıf ve malik haneleri boş bırakılarak davalı olarak tespit edilmiş ve mahkemeye gönderilmiştir.
Mahkemece, tutanak zilyedi davaya dâhil edilerek yapılan yargılama sonucunda: kısmî davanın kabulüne, fen bilirkişilerce hazırlanan ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 271 ada 1sayılı parselin 790,95 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen kısmın 201,05 m2 yüzölçümlü olarak, çayır vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/06/2014 tarih ve .... sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tamamına yönelik olarak, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi ncelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tescile karar verilecek gerçek kişi yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması ” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu 271 ada 1 nolu taşınmazın 992,00 m2"lik yüzölçümü ve çayır vasfı ile ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, davalı parsel orman tahdidi dışında bırakılmıştır.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; temyize konu çekişmeli taşınmazın komşu parseller ile birlikte dört tarafının 101 ada 1 parsel numaralı orman parseline sınır olduğu ve tamamının 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı gerçek kişi, herhangi bir mülkiyet belgesine dayanmamıştır. Taşınmaz orman içi açıklık konumununda olup zilyedlikle kazanılamaz.
6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde düzenlenen orman içi açıklık niteliğindeki yerlerle ilgili olarak, 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde; 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31/5/1970 tarihli ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3; 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25/7/1974 tarihli ve Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A; 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılması" öngörülmüş; keza, 20.11.2012 tarihli ve 28473 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan "Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 14/1-s ve 16/1-i maddesinde de benzeri hükümlere yer verilmiştir.
6831 sayılı Kanunun (dava tarihinde yürürlükte bulunan haliyle) 17. maddesi hükmüne göre, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılması, hayvancılık amacı ile ağıl inşası, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesi mümkün değildir. Kanun koyucu, burada orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 20/830-1034, 10.12.1997 gün ve 20/808-1039, 08.02.1999 gün ve 7/22-43, 13.10.1999 gün ve 8/689-822, 03.04.2002 gün ve 8/230-261, 22.10.2003 gün ve 20/665-614 sayılı ve yine, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 7/531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri ve 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (ı) bentleri gereğince, bu yerlerin Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, temyize konu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı ... ... ve davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi