12. Ceza Dairesi 2018/3632 E. , 2018/9900 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/2, 62, 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince 2.250,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2017 tarihli ve 2016/880 esas, 2017/553 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tespit edilen eyleminden dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179/2. maddesine göre 2.250,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmiş ise de; suçun işlendiği 30/07/2016 tarihinden sonra 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16. maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında ""Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."" şeklindeki düzenleme ile temel cezada alt sınır belirlendiği, oysa anılan maddede değişiklik öncesi cezada alt sınıra yer verilmediği, bu nedenle 5237 sayılı Kanun"un 49/1. maddesine göre temel cezanın 1 ay hapis cezası olarak öngörülmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2017 tarihli ve 2016/880 esas, 2017/553 sayılı kararının bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/04/2018 gün ve 94660652-105-35-2895-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/04/2018 gün ve 2018/34800 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tespit edilen eyleminden dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2. maddesine göre alt sınırdan hükmedildiği bildirilen 3 ay hapis cezasına TCK"nın 62. maddesindeki indirim uygulanarak netice ceza olan 2 ay 15 gün hapis cezasının günlüğü 30 TL den olmak üzere adli para cezasına çevrilmek suretiyle 2.250,00 TL adli para cezasına hükmedilmiş ise de; suç tarihinden sonra 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 16. maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen suçun alt sınırının 3 ay olarak düzenlemek suretiyle temel cezada alt sınır belirlendiği, anılan maddede değişiklik öncesi cezanın alt sınırının belirtilmemesi sebebiyle aynı yasanın 49/1. maddesine göre düzenleme öncesi alt sınırın 1 ay olarak kabul edilmesi gerektiği, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve sanığın aleyhine olan değişikliğin uygulanma olanağı bulunmadığının gözetilmemesinde isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2017 tarihli ve 2016/880 esas, 2017/553 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hüküm fıkrasının 1 ile numaralandırılan fıkrasındaki “3 ay” ibaresinin “1 ay” olarak, 2 numaralı fıkrasındaki “2 ay 15 gün” ibaresinin “25 gün” olarak değiştirilmesi ile yine hükmün 4 ile 5 ile numaralandırılan bentlerinin çıkarılarak yerine "Sanığa hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesindeki amir hükme göre, takdiren aynı Kanunun 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilerek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 30 TL"den sanığın neticeten 750 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına," ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.