16. Hukuk Dairesi 2018/267 E. , 2021/1177 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ...,... Köyü çalışma alanında ve tapuda ... ile dava dışı ... adına kayıtlı bulunan eski 551 parsel sayılı 18.140,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 155 ada 5 parsel numarasıyla ve 18.278,60 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ... uygulama kadastrosu sırasında adlarına kayıtlı 155 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yol ile olan batı sınırında kayma olduğunu ileri sürerek, Hazine ve Kuyucak Köyü Tüzel Kişiliğini hasım göstermek suretiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-d maddesi uyarınca taraf ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar ... ve ...müşterek dava dilekçesiyle, uygulama kadastrosu sırasında adlarına kayıtlı 155 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, yol ile olan batı sınırında, taşınmazları aleyhine olacak şekilde kayma olduğunu ileri sürerek, Hazine ve Kuyucak Köyü Tüzel Kişiliğini hasım göstermek suretiyle dava açmışlardır. Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonrası aldırılan teknik bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazın yüzölçümündeki eksikliğin, uygulama kadastrosu sonucunda yüzölçümleri artan aynı ada 2, 3, 4 ve 6 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığının anlaşıldığı, davanın söz konusu taşınmazların tapu kayıt malikleri aleyhine açılması gerekirken, bu parsellerle alakası olmayan Hazine ve Kuyucak Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava konusu 155 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; taşınmazın, davacı ... ile dava dışı ... adlarına müştereken kayıtlı olduğu ve davacı ...’ın taşınmazın tapu kayıt maliklerinden olmadığı, bu nedenle eldeki davada aktif dava ehliyetinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ...’ ın davasının bu gerekçe ile usulden reddi gerekirken, davacının kimlik bilgilerinin karar başlığında gösterilmeyerek, adı geçenin davası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Davacı ...’ın davası yönünden ise, davacı, paylı olarak maliki olduğu 155 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, yol ile olan batı sınırına ilişkin olarak dava açtığına ve mahallinde yapılan keşifte de uygulama kadastrosu sırasında taşınmazın, Yusuflar yolu ile olan cephesinde, taşınmazı aleyhine bir takım değişikler yapıldığını ileri sürdüğüne göre, husumeti Hazine ve Kuyucak Köyü Tüzel Kişiliğine yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, eldeki dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucu, davacı ...’ın paylı olarak malik olduğu 155 ada 5 sayılı taşınmazın, yol ile olan sınırının yanlış tespit edildiği iddiası ile açılmış olup, kayıt maliklerinin tamamının hukukunu ilgilendiren nitelikte bir davadır. Taşınmazda davacı dışında, ... ’nın da payının bulunduğu halde adı geçenin davada taraf olarak yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle davada, aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez. Aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilerek hüküm kurulması hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı tarafa, dava konusu taşınmazın diğer paydaşı olan ... ’nın da yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra işin esasına girilerek toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden esasa girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.