Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/18551
Karar No: 2008/10406

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/18551 Esas 2008/10406 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/18551 E.  ,  2008/10406 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ            : Gercüş Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 05/06/2007
    NUMARASI : 2006/158-2007/44

    Davacı  davalılardan işverene ait işyerinde  1.4.1989-1.10.2001  tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine  karar vermiştir.
    Hükmün davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    Dava, davacının 1.4.1989-1.10.2001 tarihleri arasında davalı Köy Tüzel Kişiliğine ait  Mağaralı Mezrasında  bulunan cami işyerinde  fahri imam  olarak  çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın yöneltildiği davalı köy tüzel kişiliği ile davacı arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığı, tanık beyanlarına göre hak düşürücü sürenin dolduğu ve davanın  ispatlanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı köyde köy karar defterinin tutulmadığı, Gercüş Müftülüğü’nde 2.10.2000 tarihinde yapılacak fahri imam hatiplik sınavına girecekler için oluşturulan 26.9.2000 tarihli listede davacının görev yeri olarak davalı köye bağlı Mağaralı Mezrasının yazılı olduğu, davacı adına İlçe Müftülüğünce  onaylı 4.10.2000 tarihli fahri imam hatiplik belgesinin verildiği,  ve İlçe Müftülüğünün 22.11.2006 tarihli yazısında davalı köye caminin 1984 yılında, Mağaralı Mezrasına ise 1987 yılında yapıldığının belirtildiği, dosyadaki tarihsiz  bir belgede davacının R. K.’nün   fahri imam hatibi olduğunun bildirildiği ve davacı tanıklarının beyanı 10-11 yıl önce davacının köydeki imam hatiplik görevini bıraktığı yönünde iken davalı köy muhtarının davacının son 7 yıl içerisinde 2 yıl köyde görev yaptığını bildirdiği görülmektedir.
    633 sayılı  Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve  Görevleri Hakkındaki Yasa"nın 35. maddesinde cami ve mescitlerin Diyanet  İşleri Başkanlığının izni ile  ibadete açılacağı ve Başkanlıkça yönetileceği, izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetiminin 3 ay içinde Diyanet İşleri Başkanlığına devredileceği, Diyanet İşleri Başkanlığınca buralara imkanlar nisbetinde kadro tahsis edileceği, 16. maddede ise il ve ilçe kuruluşlarının başında birer müftü bulunacağı, bunların bölgelerinde Diyanet İşleri Başkanlığını temsil edeceği, 1. maddesindede Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlığa bağlı olduğu bildirilmiştir.
    Somut olayda  her ne kadar caminin mülkiyeti köy tüzel kişiliğine aitse de yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığına devredildiğinden husumetin  hasmın temsilcisinde hata yapılarak köy tüzel kişiliğine yöneltildiği  görülmekle  mahkemece davacıya davayı T.C. Başbakanlığı Diyanet İşleri Başkanlığına İzafeten İlçe Müftülüğüne yöneltmesi için önel vermek gerekirken davalı köy tüzel kişiliği ile davacı arasında hizmet ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Öte yandan davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın  2. maddesine göre  “ bir hizmet akdine dayanarak bir veya  birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar, bu kanuna göre sigortalı sayılır.” Aynı Yasa"nın 6. maddesi gereğince de  çalıştırılanlar işe  alınmalarıyla kendiliğinden “ sigortalı” olurlar.  Bir işin sigortalı  hizmet olarak değerlendirilmesi  için  işçinin  “ zaman “ ve “ bağımlılık” unsurlarını  gerçekleştirecek biçimde işverenin  işyerinde  çalışması  koşuldur.  Hizmet akdinin yazılı olarak  yapılması koşul değildir. Diğer  bir anlatımla,bir kimsenin sigortalı sayılması için hizmet akdine göre çalışması yeterli olup, ücretin ödenme biçimi sonuca etkili değildir.
    Ayrıca davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.          
    Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde tutularak gerektiğinde, doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplayıp bunları birlikte değerlendirmek ve hak düşürücü süre açısından tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilerek, davacının hangi tarihlerde hangi köylerde ne kadar süre ile çalıştığı adı geçen köylerden ve ilçe müftülüğünden araştırılarak sonuca gidilmesi gerekir.  
    Mahkemece bu yöntemle deliller toplandıktan sonra somut olayda hizmet akdinin unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılarak bir sonuca gidilmesi  gerekir.
    Yapılacak iş; öncelikle  Diyanet İşleri Başkanlığını temsilen Gercüş Müftülüğü’nün davacının işvereni olarak  yöntemince davaya katılımı sağlanarak, taraf teşkilini sağlamak, Gercüş Müftülüğünün göstereceği delillerde toplanıp  tüm deliller birlikte değerlendirilerek çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde  davacıya iadesine, 3.7.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi