
Esas No: 2007/18066
Karar No: 2008/10269
Karar Tarihi: 03.07.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/18066 Esas 2008/10269 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2007
NUMARASI : 2003/588-2007/343
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10.5.2002-20.6.2003 tarihleri arasında geçen Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 10.05.2002-20.06.2003 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01.02.1998 tarihinde ... sicil numaralı işyerinde işe girdiğine dair bildirgenin kuruma verildiği, davacının 10.05.2002 tarihinde 1064876 sicil numaralı işyerinden çıkışının bulunduğu,davalı adına kayıtlı 13425,1064876 ve 41000272 sicil numaralı üç ayrı işyerinin bulunduğu, davacının işten ayrıldığı 10.05.2002 tarihine kadar bu üç işyerinde de çalışmalarının bulunduğu, dinlenen tanıklardan H.D.’nun davalı 1064876 sicil numaralı işyerine ait 2002/2-3.dönem bordrolarında adının bulunduğu, 05.12.2002 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığı ve davacının kendisi çıktıktan sonra 1 yıl kadar daha sigortasız olarak davalı işyerinde çalıştığını beyan ettiği, diğer tanıkların davacı ile farklı şubelerde çalıştıklarını beyan ettikleri,ancak aynı işyeri sicil numarasından bildirimlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, davalıya ait olduğu anlaşılan her üç işyerinin dönem bordrolarını getirterek davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip beyanlarına başvurmak,bordro tanığı H.D.’nun davacı ile birlikte çalıştığını doğrulaması ve tanığın 05.12.2002 tarihine kadar çalıştığı hususunu da göz önünde bulundurmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.