23. Hukuk Dairesi 2014/2921 E. , 2014/8592 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2014
NUMARASI : 2012/316-2014/22
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kredi kartı borcu nedeniyle davalı L.. T.. aleyhinde başlattıkları icra takibinde, borçlunun maaşına haciz konulduğunu, ancak müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engellemek amacıyla davalıların muvazaalı olarak boşandığını ve davalı Ö.. K.."a ile iki çocuğuna yüksek miktarda nafaka bağlandığını, takip borçlusunun maaşından öncelikli olarak muvazaalı olan bu nafaka alacağına ödeme yapılması nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasına çok az miktarda para kaldığını ileri sürerek, davalı Ö.. K.."ın alacaklı olduğu icra dosyasının sırasının ¼ maaş haciz kesintisine tekabül eden kısmı itibariyle iptali ile bu paranın müvekkili bankanının alacaklı olduğu icra dosyasına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ö.. K.., diğer davalı L.. T.. ile gerçekten boşandıklarını, 1.500,00 TL tutarındaki nafakanının kendisine ve iki çocuğuna bağlandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı L.. T.., davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalıların Aile Mahkemesi"ne birlikte müracaat ederek anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanmanın gerçek bir geçimsizliğe dayandığı, davalı L.. T.."in diğer davalıya ve iki çocuğuna toplam 1.500,00 TL nafaka ödemeyi kabul ettiği, bağlanan nafaka miktarının hakkaniyete uygun olduğu, nafaka kesintisinden sonra kalan meblağın da davalı L.. T.."in geçimine yeterli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosya kapsamına göre, borçlunun maaşının üzerine konulan muhtelif hacizler, borçlunun görev yaptığı PTT İl Müdürlüğü"nce sıraya konulmuş olup, davacı tarafça, nafaka alacaklısı olarak öncelikle kendisine pay ayrılan davalının alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İİK"nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğü"nce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerekir. Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerekir. Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmamaktadır. Nafaka alacaklarının borçlunun maaşından kesinti suretiyle yapılan haciz yolu ile tahsilinde, kural olarak öncelik hakkı bulunmakta; bir diğer ifade ile nafaka alacağı için yapılan kesintilerde İcra ve İflas Kanunu"nun 83/2. maddesi hükmü uygulanmamaktadır. Bu kesintinin yapılmasından arta kalan miktar ise anılan düzenlemeye uygun biçimde haczedilebilmektedir. Açıklanan bu durum karşısında İcra Müdürlüğü"nce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK"nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine PTT İl Müdürlüğü"nce bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan, nafaka alacağı ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK"nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Dairemizin 14.01.2014 tarih ve 2013/7887 E, 2014/82 K. sayılı ilamı bu yöndedir.
Bu durumda mahkemece, PTT İl Müdürlüğü"nce yapılan bu sıralamanın İİK"nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü"nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek, aynı Kanun"un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarındaki ilkelere göre uyuşmazlığın çözümlenmesi doğru olmamıştır. Zira, 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK"da da belirlendiği gibi, HMK"nın 24/1, 25, 26,30 ve 33. (HUMK"nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re"sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür.
Bu durumda mahkemece, davanın, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 18. (TBK"nın 19.) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı olarak davalılar arasındaki işlemin iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü ile bu madde kapsamındaki genel ilkelere ve ispat usulüne uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.