23. Hukuk Dairesi 2014/6225 E. , 2014/8588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/364-2013/879
Taraflar arasında görülen sözleşmenin iptali davası sonucunda verilen hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 18.03.2014 gün ve 2013/9217 Esas, 2014/2057 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici şirketi temsilen diğer davalı arasında .. parsellerde inşaat yapılmak üzere 07.09.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, 515 parselde sözleşme dışı A. T."in payını sözleşme tarihinden önce dava dışı kişiye sattığını, bu nedenle davacılar ile M.. T.. arasında 30.10.2006 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, buna göre, davacıların 515 parselde A.T."in payını satın alan kişiye M.. T.. tarafından belirlenen avukat aracılığı ile şuf"a davası açacaklarını, bu dava ile ilgili tüm masrafların M.. T.. tarafından karşılanacağını, davanın kazanılması halinde elde edilecek 1/3 payın M.. T.."ya devredileceğini, bu sözleşme gereğince şuf"a davasının açıldığını, şuf"a davasının, şuf"a bedelinin ödenmemesi nedeniyle reddine karar verildiğini, davacıların yüklü miktarda vekalet ücreti ödemek zorunda kaldıklarını, aradan geçen uzun süreye rağmen yüklenicinin edimini yerine getirerek inşaata başlamadığını, sözleşme tarihinde sözleşme konusu parsellerin imar planı dışında olması ve davalıların arsa payı karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmeleri ile yüklendikleri edimleri yerine getirmemeleri nedeniyle sözleşmenin ifasının BK"nın 107. maddesi uyarınca imkânsız hale geldiğini ileri sürerek, 07.09.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile 30.10.2006 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.02.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle sözleşmenin kurulduğu anda imkânsız olduğunu, sözleşmenin batıl olduğunu, bu imkânsızlığın yüklenici tarafından bilindiğini, davalı yüklenicinin Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde cezai şart istediği gözönüne alındığında tarafların fesih konusunda iradelerinin birleştiği belirtilerek dava nedenlerini ıslah etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından davaların ayrılması gerektiğini, şuf"a davasında davacının temyizden vazgeçmesi nedeniyle kararın kesinleştiğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahiplerinin edimini yerine getirmediklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacılar ile davalı yüklenici şirket arasında 07.09.2006 tarihinde ... parsellerle ilgili arsa payı karşılığı inşat sözleşmesi, davalı M.. T.. arasında ise 30.10.2006 tarihinde.. parselin sözleşme dışı malikince dava dışı üçüncü kişiye satılan pay nedeniyle açılacak şuf"a davası sonucuna göre elde edilecek pay hakkında satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, yüklenicinin edimin ifasına başlayarak inşaat ruhsatını almadığı, arsa sahiplerince sözleşmenin feshi için gönderilen ihtarın yükleniciye tebliğ edilemediği, sözleşmeye konu parsellerin sözleşme tarihinde arsa vasfında olmadığı, sonraki tarihlerde yapılan imar düzenlemesinin iptal edildiği ve taşınmazlar üzerinde inşaat yapılmasının mümkün olmadığı, 515 parselin daha sonra 3. kişiye devredildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 07.09.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile 30.10.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesinin feshine, taşınmazlar üzerindeki şerhin terkinine dair verilen karar, davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 18.03.2014 tarih ve 2013/9217 E., 2014/2057 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, yüklenici ile davacı arsa sahipleri arasında 07.09.2006 tarihinde düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış olmakla birlikte 515 parselin diğer maliki olan A.T."den payını devir alan Y.K. ile sözleşme yapılmadığı gibi sözleşmeye katılımı veya muvafakatinin de sağlanmadığı, bu durumda, mahkemece geçersiz olan sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken feshine karar verilmesi doğru değil ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği belirtilerek, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davalılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 52,40 TL harç ve takdiren 226,00 "er TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.