17. Hukuk Dairesi 2014/21337 E. , 2017/3451 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların çocuğu...."ın davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile sigortalı.... plakalı aracın ...."in sevk ve idaresinde iken araç sürücüsünün tam kusuru ile sebep olduğu kazada hayatını kaybettiğini, davalılara dava açmadan önce yapmış oldukları başvuru neticesinde davacı ... için 14.529 TL ... için 11.557 TL ödeme yapıldığını, ibraname imzalanmadan ödeme yapılmadığından davacılar mecburen ibraname imzalandığını, davalı şirket tarafından hesaplanan ve ödenen destekten yoksunluk tazminatının gerçekte ödenmesi gereken destekten tazminatının çok altında olduğundan aradaki farkın tahsilinin gerektiğini, müvekkillerince imzalanan ibranamenin geçersizliği ve iptali ile hesaplanacak destekten yoksunluk tazminatından dava öncesi yapılan ödemelerin mahsubu ile bakiye tazminatın davalı ... şirketinden faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş ; yargılama sırasında talebini kusur tenzili olmaksızın davacı anne .... için 32.349,00 TL ve davcı baba ... için 28.023,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili;... plakalı aracın 04/01/2012-2013 tarihleri arasında 104081512 sayılı trafik sigorta poliçesinin müvekkili şirketçe düzenlendiğini, sorumluluklarının poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, dava öncesinde yapılan başvuru sonrası yapılan aktüer incelemesi sonucu davacı..."a 14.529 TL, ..."a da 11.557 TL ödeme yapıldığını, ve sorumluluğunun tamamının yerine getirildiğini ve sorumluluklarının kalmadığını, ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından ödeme yapılmış veya gelir bağlanmış ise bu ödemelerin hesaplanacak tazminattan indirilmesi gerektiğini, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın ıslah edilen hali kabulüne, davacılar 3 kişi kabul edilerek kusur tenzili yapılmaksızın davacı anne ... için 32.349 TL; davacı baba ... için ise 28.023 TL alacağın temerrüt tarihi olan 07/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,, karar verilmiş; hüküm, davalı ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası"nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Kanun koyucu, 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları hakem heyetinin kabulünde olup, araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna
bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da, uyuşmazlık konusu değildir.
Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)
Somut olaya bakıldığında, Mahkemece, davacıların 3 kişi olduğu, ölen yaya murisin kusurunun mirasçıları olan davacılara yansıtılmayacağı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak somut olayda, araç yaya muris..."e çarpmış ve ölümüne neden olmuş olup davalı ... şirketi, yaya murise çarpan aracın zmms"dir. Bu halde, ölen yayanın kusuru var ise zararın belirlenmesinde gözönüne alınması gerekir. Bu nedenle mahkemece, kusur incelemesi yapılıp davacıların murisi yayanın kusuru belirlendikten sonra yayanın kusuru oranında tazminata indirim yapılması gerekirken, kusur incelemesi yapılmadan ve HGK kararları yanlış yorumlanmak suretiyle mirasçı olan davacıların 3. kişi olduğu, bu nedenle murisin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.