Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa duruşma tutanaklarının incelenmesinden 08.11.2007 günlü oturumda tefhim edilen kısa kararda hükmolunan maddi tazminat miktarı ile maddi ve manevi tazminat yönünden uygulanacak faiz oranı ve başlangıcı konusunda hüküm kurulmamasına rağmen gerekçeli kararda maddi tazminat miktarı ve faiz oranı ve başlangıcı ile ilgili hüküm kurulduğu gerekçeli kararın aykırı olduğu tutanağın Kararın incelenmesinden açıkca anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.4.1992 günü ve 991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde,tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalıya iadesine, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 01.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.